Buenos Aires Günleri

Buenos Aires ... Güney Amerika'nın en "Avrupai" şehrine hoşgeldiniz...

Bu geziye çıkmadan önce en çok görmek istediğim şehir Buenos Aires, ülke ise Peru idi. Buenos Aires, bu kıtaya giden tüm arkadaşlarımı büyüleyen, hemen hemen hepsinin yaşamak istediği bir şehirdi. Hal böyle olunca bu şehirden beklentim olağanüstü derecede fazlaydı. 

Erdem'le yılbaşını Rio de Janerio'da mı yoksa Buenos Aires'te mi geçirsek diye konuşurken, benim isteğim üstün gelmişti ve planımızı 30 Aralık itibariyle Buenos Aires'te olacak şekilde  yapmıştık. Fakat bunun ne kadar yanlış bir karar olduğunu sonradan anlayacağımızı nereden bilecektik... Deneyimler böyle böyle hatalardan oluşuyor maalesef... Gelin neden yılbaşını Buenos Aires'te geçirmenin hatalı olduğunu anlatayım. 

Yanlış zaman? Neden?

1- Noel zamanı ve her yerin ana baba günü olması...

Kasım'ın 15'inde Kolombiya'ya ayak basınca bir aylık Kolombiya planı bize yetmiş ve Aralık ayının bir kısmını Brezilya'da geçirip duruma göre uzatıp, uzatmayacağımıza bakacaktık. Fakat Brezilya- bizim ana gider kalemlerimizi düşündüğümüzde- epey pahalı olunca (Konaklama ve Ulaşım özelinde) rotayı Arjantin'e çevirmiştik. O yüzden Brezilya'da az kalıp, Arjantin'e şans vermeyi uygun görmüştük. Hatalı olmamızın ilk nedeni geliyor.

Aralık ayı özellikle Noel zamanı Güney Yarım Kürede yaz mevsiminin başlangıcı. (Noel zamanını hep kar ve soğuk ile ilişkilendirdiğim için bu yarım kürede yılbaşını sıcacık bir iklimde kutlamayı bir türlü kabullenemedim.) Okullar da yaz tatiline giriyor. Hal böyle olunca iç turizm hareketleniyor. 23 Aralık itibariyle gezdiğimiz hiçbir yerden keyif alamadık. Brezilya'nın en turistik ve güzel sahil şehirlerinden biri olan Paraty'e gittik ve 25 Aralık olması nedeniyle (Noel günü) hiç bir şey yapamadık. Süpermarketler de dahil her yer 2 gün boyunca kapalıydı. Boş ve terkedilmiş hayalet bir kasabada 2 gün geçirip, Igauzu şelalesinin bulunduğu Foz do Iguaçu şehrine geldik. Şelalenin Brezilya ayağını gezmek için 27 Aralık'ı seçmişiz bilmeden. Tüm Brezilyalılar ve hatta Arjantinliler tatili fırsat bilip buraya gelmişti. Nefes alınamayan bir sıcaklığın hakim olduğu şehirde, şelaleleri izleyebildiğiniz ufacık seyir teraslarında 28840402037  insanla gezmeye çalıştık. Her yerde sıra, her yerde kaos durumu oldu ve burada daha fazla vakit geçirmek istemedik, şelale keyfini bile yaşayamadan oradan ayrıldık. Ertesi gün Arjantin tarafına geçip, aynı kalabalığı da orada yaşayınca biz ne yaptık dedik. Durun daha bitmedi.

2- Yılbaşı Tatili+Yaz mevsimi başlangıcı

Yaklaşık 20 saat süren Igauzu-Buenos Aires otobüs yolculuğu sonrası, 30 Aralık günü Buenos Aires otogarına vardık. Kalacağımız daireyi Airbnb'den ayarlamıştık. İlk olarak 1 hafta ayarladık, duruma göre uzatırız demiştik. Ev sahibimiz de meğerse airbnb'ye yeni geçmiş ve kendisi seyahat ettiğinde yaşadığı evi kiralayan genç bir akademisyendi. O da yılbaşını fırsat bilip, arkadaşlarıyla bir hafta Arjantin'in Cordoba şehrine tatile gidecekti. Bize anahtarı verip, evden çıkacağı için merakla ve telaşla bizi bekliyordu...

Öncelikle kalacağımız ev Buenos Aires'in turistik bölgesi veya merkezi bölgesi ile alakası olmayan bir yerde olduğu için toplu taşıma ile nasıl gidileceği konusunda hiçbir fikrimiz yoktu. Otobüsten inince deli gibi wi-fi aramaya başladım ki ya toplu taşıma alternatiflerine bakayım ya da uber çağırarak şu işi halledeyim dedim. Yana yakıla 15 dk. boyunca wi-fi aradım ve sonunda buldum. Uber daha mantıklıydı çünkü uğraşmadan hemen 20-25 dakikada eve gidecek ve ev sahibini de daha fazla bekletmeyecektik. Üstelik baya da ucuzdu.

Yağmurlu bir günde Buenos Aires sokaklarını ilk defa taksi penceresinden gördüm. O kadar heyecanlıydım ki... Yeni bir ülke, yeni bir şehir, yeni bir kültürü yaşayacaktık önümüzdeki günlerde.

Kalacağımız Apartmana geldik. Eski ama tatlı bir apartmanın üçüncü katındaydı daire. Ev sahibimiz Sonia kısaca ev hakkında bize bilgi verdi ve "haftaya görüşürüz" diyerek sırt çantasını alıp çıktı. Onun da bizim gibi sırtçantalı biri olması nedense çok sevindirdi beni. Hell yeah \m/

Ev 1+1 idi ama o kadar tatlı ve minimal döşenmişti ki hayran kaldık. Bir hafta yaşayacağımız bir ev değil de sanki hayatımızın bundan sonraki evresini geçireceğimiz bir ev gibi gelmişti bize. O kadar sıcak, o kadar bizdenmiş gibi...
Ertesi gün biraz kaldığımız mahalleyi gezelim ve hem akşam için hem de bir hafta kalacağımız için market alışverişi yapalım dedik. 31 Aralık günü dışarda bir insan evladı bile yoktu! Önce anlam veremedik. Gerçekten dışarda olan insan sayısı iki bilemedin üçtü, sokaklardan geçen araba sayısı yok denecek kadar azdı. Hadi yılbaşı günü dedik, insanlar ya bir yerlere gitmiştir ya da evlerinde akşamı bekliyorlardır dedik ve alışverişimizi yaparak eve geçtik ve akşam için hazırlık yapmaya başladık.


Buenos Aires'te kutlamaların yapıldığı bir kaç yer var. Onlardan en önemlisi Puente de la Mujer yani Kadınların Köprüsü olarak bilinen yerdi. Bu köprü bizim kaldığımız eve çok uzak olunca ve dönüşte taksi ile dönmek zorunda kalacağımız için (taksi ücretleri inanılmaz kazık) yılbaşı saatlerini evde geçirmeye karar verdik.


Ama arkadaşlar 31 Aralık'taki  sokaklardaki manzara bizim şehirde kaldığımız 1 hafta boyunca devam etti. Şehir adeta Corona günlerinin stajını yapmışta haberimiz yokmuş. Çoğu restoran, bar, alışveriş dükkanları kapalıydı. Sokaklarda çok az insan, turistik bölgelerde çok az sayıda turist vardı. Hani bu şehrin havası, ritmi, sokaklarda tango&vals yapan insanlar? Hepsi neredeydi? Erdemle hemen hemen her gün turistik bir bölgeye gittik ama nafile. Her yer böyleydi. Çok ünlü bir restorana gidip, "iki kişilik yeriniz var mı?" dediğimizde, adamın hiç düşünmeden içeri almasıyla gördüğümüz manzara şok edici idi. Normalde rezervasyon ile gidilebilecek bir restorana akşam yemeği için, rahatça elimizi kolumuzu sallayarak gidebilmiştik. Peki ama şehrin böyle olmasının sebebi neydi? Allahım biz nerede yanlış yapmıştık?



Aralığın son haftası, Noel kutlamaları ile birlikte Güney Yarım Küre'de yaz mevsimi başlıyor ve okullar 2 ay boyunca tatil oluyor. Yılbaşı tatili+okulların tatil olması nedeniyle tüm Buenos Aires halkı işi gücü bırakıp  tatile gidiyormuş. Çoğu restoran veya barın kapalı olma sebebi de buymuş. Adamlar nereden baksanız 2 hafta boyunca kapalı olacaklarını yazmışlardı dükkan pencerelerine. Ben ülkenin bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle böyle bir sonuç hiç beklemiyordum ama gerçekten şoka uğradım. Ramazan veya Kurban bayramında "boşalan" İstanbul görüntüleri yerine bence Buenos Aires görüntülerini TV kanalları vermeleri lazım. Boş büyük şehir nasıl oluyor, millet görsün 😀 Bir de Buenos Aires'liler şehrin çok sıcak olduğundan yakınıp, tatil için Cordoba civarındaki dağlık bölgeye, yüzülebilen göller bölgesine  veya Bariloche'ye kaçıyorlarmış. Ocak ayı ülkenin en sıcak ayı bu arada. Bizi ise 4-5 gün boyunca serin, arada yağmurlu ve bunaltmayan havası ile karşıladı Buenos Aires.

Velhasıl kötü zamanda gittiğimizin sebepleri yukarıda anlattığım gibi.. Şehrin canlanmaya başlama zamanı Mart ayı başında oluyormuş. Bu bilgiyi de ev sahibinden öğrendik tabi ki. Siz siz olun Arjantin'e, özellikle Buenos Aires'e gidecekseniz Aralık-Şubat ayları arasından kaçının.

Gelelim şehir hakkında görüşlerime;  

Önce biraz Buenos Aires hakkında bilgi

*Buenos Aires Arjantin'in başkenti ve kocaman bir eyalet. Nüfusu, Arjantin nüfusunun neredeyse yarısından fazlasını oluşturuyor.  Son yıllarda yaşanan ekonomik krizler, yeni hayatlar arayan ve kırsal kesimde yaşayan insanları başkente taşımış. Normalde şehrin kalabalık olduğunu duyduk ama bizim kaldığımız sürede açıkçası kentin boş sokaklarının tadını da çıkardık.

*Ülkenin resmi dili İspanyolca. Ama çok fazla İtalyan asıllı Arjantinli olduğu için İtalyanca&İspanyolca karışımı bir İspanyolca konuşuluyor. Kıtada en kötü İspanyolcaya sahip ülke olarak biliniyor. Biz çat pat İspanyolcamızla gerçekten pek anlaşamadık Arjantinlilerle.

*Arjantinliler iyi ve sıcak insanlar. Konuşmayı, muhabbet etmeyi ve yardımcı olmayı seviyorlar. 

*Tango ile özdeşleşmiş bir ülke. Normalde sokaklarda her daim dans eden insanları, gösteri amaçlı dans eden çiftleri ve tango barlarının tıklım tıklım olduğunu görürsünüz demişlerdi. Biz kaldığımız bir hafta boyunca sadece iki çifti para kazanma amaçlı sokakta dans ederken yakaladık. Özellikle pazar günü San Telmo Pazarının sonundaki bit pazarının olduğu meydanda gösteri yapanları göreceksiniz.

*Güney Amerika'da çok fazla köpek besleyen insan var. Arjantin ve özellikle Buenos Aires şehri bu anlamda ünlü. Sokağa çıktığınızda iki kişiden birinde köpek olduğunu göreceksiniz. Buenos Aires'te köpek bakıcılığı, gezdiriciliği yapan ve bu işten para kazanan insanlar var. 5-6 köpek gezdiren insanlarla özellikle parklarda çok karşılaşıyorsunuz.


*Ülke Dünyaya kazandırdığı bir çok dalda ünlü ile çok övünüyor. Efsane liderleri Eva Peron, Maradona, Messi, Papa ile çok övünüyorlar. Bu ünlülerin resimleri, grafitilerini, hediyelik eşyalara malzeme olan ürünlerini de her yerde görebilirsiniz.


*Buenos Aires, herhangi bir Avrupa şehrinden farksız binaları, geniş caddeleri ve koskocaman parkları ile Güney Amerika'nın adeta göz bebeği şehri. Buenos Aires'te zamanında İtalya'dan göçmüş olan göçmenler oldukça fazla. Nüfusun çoğunu İtalya ve İspanya kökenli Arjantinliler oluşturuyor. İtalyanların yaşadığı bölgeler resmen küçük İtalya şehirleri gibi. Sokak isimleri İtalya şehirlerinin adları, adım başı İtalyan restoranları vb. işletmelerle çevrili. Ayrıca Arjantin'de çok fazla Arap, Yahudi, Ermeni ve Gürcü, Çin kökenli göçmenler de var. Amerika ve Kanada'dan sonra en fazla Yahudi'nin yaşadığı ülke olarak aklımda yer etti Arjantin.

*Güney Amerika'da yapılan ilk metro buraya aitmiş. Biz hiç kullanmadık çünkü bizim ev metrobüs hattına daha yakındı. Bol bol metrobüs kullandık.

*Ülkede ucuz olan yegane şeyler;

Şarap, Bira
Market veya kasaplarda Et ve et ürünleri
Ortalama bir yerde dışarda yemek yiyebilme
Şehiriçi ulaşım (Tek yön 1,5 TL civarında idi)

Bunlar dışında konaklama, şehirlerarası ulaşım(Kıtanın en pahalısı), markette meyve&sebze, alışveriş, kıyafet, kitap vs.oldukça pahalı. 

*Arjantin son yıllarda büyük bir ekonomik buhranın eşiğinde. Ülkede bir yıl içinde kaç defa devalüasyon oldu. Hükümet Dolar kurunu sabitlemekle bulmuş çareyi ama giden turist için oldukça kötü. Ben gezi sırasında takip ettiğim bir kaç yabancı blogun plan ve bütçelerine bakarken bir yıl içerisinde her şeyin ikiye katlandığını gözlerimle gördüm. Turizm sektörü devalüasyon oldukça fiyatları arttırmış. Ulaşım, konaklama, bazı turistik yer giriş biletlerinin fiyatları artmıştı. 

Biz neler yaptık?


Açıkçası kaldığımız bir hafta boyunca hiç bir müzeye gitmedik. Zaten çok özellikli olmadıkça ve ilgi alanımıza girmedikçe müze gezmiyorum(z). Yaz tatili olduğu için çoğu sanat faaliyetleri de durdurulmuş ve yeni sezonda kapılarını açacaklardı. 

Biz şehri bölge bölge ayırarak, daha çok sokaklarını, açıksa kitapçılarını, farklı tasarım dükkanlarını ve açık bulduğumuz lezzet dükkanlarını gezdik. Kısaca keyif aldığım şeyler aşağıdaki gibi oldu.

Gezilecek yerler;

El Alteno Grand Splendid




Burası 1900'lerin başında Tiyatro ve Opera sahnesi olarak inşa edilmiş ve yıllarca  oyunlar, gösteriler olmuş. 2000'li yıllarda Kitapevine çevrilmiş şahane bir kitapçı. Dört katlı, geniş bir kitap koleksiyona sahip olmasının yanı sıra, Dünyadan da seçkin örnekler mevcut. Yalnız kitap fiyatları epey pahalıydı. İçinde bulunması, vakit geçirmesi çok keyifli bir yapı. İç mekan fotoğrafı açısından müthiş bir yer.


Villa Crespo Bölgesi




Burası İstanbul'un Yel değirmeni ile Karaköy semtinin sentezi niteliğinde. Grafitilerin bolca olduğu, duvarlara sanatın her dalının icra edildiği, çeşit çeşit kafe ve barın olduğu, sahafların yer ettiği, ilginç tasarım dükkanların bulunduğu ve ikinci el giyim ve aksesuar dükkanlarının art arda sıralandığı bir bölge. Tarz şeyler olmasına rağmen fiyatlar ikinci el olduğunu düşündüğünüzde bile pahalıydı. Ama dediğim gibi gezmesi keyifli bir bölge. Ayrıca enteresan barlarına da göz atmanızı tavsiye ederim.

San Telmo Pazarı



Buenos Aires'in merkez konumundaki San Telmo bölgesinde her Pazar günü kurulan, el işi hediyeliklerin, kıyafetlerin, takıların satıldığı upuzun bir açık pazar burası. Hem kendinize, hem sevdiklerinize hatıra almak isterseniz doğru adres burası. Hem inanılmaz güzel şeyler var hepsi de gerçekten el emeği. Mutlaka pazarlık edin. Bu arada kaldığımız bir  hafta boyunca en kalabalık gün bu pazarın olduğu gündü.

Puente de la Mujer(Kadınların Köprüsü)



Bu köprünün bulunduğu bölge Puerto Madero adında ufak bir liman bölgesi. Bir çok şirketin iş kuleleri veya modern binaları burada o yüzden hafif bir maslak&levent vari havası var. Ayrıca turistlere yönelik kafe&restoranlarda mevcut. 

La Boca



Futbolla ilgilenenler bilir. Burası ünlü Boca juniors adlı meşhur futbol takımının mahallesi ve stadları La Bombonera da bu mahallede. Maça gitmedik çünkü yaz mevsimi nedeniyle sezon sona ermişti. Ayrıca artık turistik bir eylem olduğu için biletlerin turistlere epey pahalıya satıldığını da duydum. Esasında yoksul insanların yaşadığı ve "banliyö" olarak tabir edilen bu mahalle son yıllarda bir değişim geçirerek, rengarenk ev ve sokaklara sahip, turistik bir bölge haline gelmiş. Buraya gitmeden önce epey uyarılmıştık "Aman çantalarınıza sahip çıkın" diye ama hiç öyle bizi tedirgin edecek bir durum dahi yaşamadık. Ev sahibimiz bile "İyi soyulmadan gelmeyi başarabilmişsiniz" dedi 😀 Burası fotoğraf çekmek için çok güzel bir mahalle. Özellikle sokak fotoğrafı çekmeyi sevenler için 😉




Recoleta Mezarlığı



Güney Amerika'da mezarlıklar oldukça farklı ve enteresan. Recoleta da onlardan birisi. Burada çok ünlü insanların, siyasetçilerin, iş adamlarının ve bir çok zengin ailelere ait mezarlıklar var ama bildiğiniz gibi bir mezarlık değil. Burada mezar yeri alabilmek için servet ödemek gerekiyor. Ayrıca tüm mozelyumlar "lüks ve ihtişam" içerisinde birbiriyle yarıştığı için burada mozelyum için de ayrıca para dökmek lazım. Mozelyumlar heykellerle, kabartmalı tasvirlerle örülmüş. Ayrıca geçmişte çok fazla hırsızlık olayı olduğu için her mozelyum zincir ve kilitlerle kilitli. Bunun yanında hiç bakılmayan, kaderine terkedilmiş mozelyumlar da mevcut. Öldüğünde bile hala "gösteriş" veya "statü" peşinde olan insanoğlunun bu Dünyaya ait olmadığını bu mezarlığı gezerken tekrar hissettim. Mezarlığın olduğu bölge Recoleta'da adeta bir Nişantaşı. Gitmişken gezmenizi öneririm.

Bunlar dışında Plaza de Mayo, Casa Rosada, Teatro Colon, 9 de Julio Caddesi, Botanik bahçesi var. Zaten hepsi birbirine yakın. Tercihinize göre bu bölgeyi ücretsiz yürüyüş turları ile de gezebilirsiniz.

Happy Together Filminin geçtiği bar; Bar Sur


Benim için en güzel aşk filmlerinden biri olan “Happy Together” filminin çekildiği bara da gittik ama maalesef kapalıydı. Dışardan görmek ise yine de beni sevindirdi. Burası tango gösterileriyle her akşam tıklım tıkış olan ünlü bir bar.

Yeme&İçme Nasıl?


Arjantin, Güney Amerika ülkeleri içerisinde yemek açısından en rahat edilecek ülke. Buenos Aires gibi bir metropolde asla aç kalmazsınız. Çok fazla et restoranı, pizza restoranı, sandwich yapan yerler, her şeyi bulabileceğiniz (bizdeki Cookshop, midpoint gibi) kafe&restoranlar, istediğiniz ev yemeğini alıp, tartma usulü ile yani kg başına bir fiyatı olan konsept mekanlar vb. çokça yer var. Arjantin Sığır eti ile meşhur bildiğiniz üzere. O yüzden adım başı et, sucuk, sosis pişirilen bir yere denk gelebilirsiniz.

Kahvaltı bakımından zengin bir yer değil. Kruvasan ve kahve kahvaltı biçimi. Belki bazı yerlerde reçel ve yağ da görebilirsiniz ama o kadar.Biz her gün evde kendi kahvaltımızı kendimiz yaptık. Marketler eritme peynir ve bisküvi bakımından zengin. Arjantinliler sürmelik peynir ve kıtır kıtır galetaları çok seviyorlar.



Fiyatlar restoranlarda çok abartılı değil. Güzel bir restoranda et yemek Türkiye'ye göre epey ucuz. Biz turistik bir restoranda 2 kadeh kırmızı şarap+kocaman bir et, patates kızartması+salata menüsüne 100 TL verdik. Not; Eğer İki kişiyseniz menüler baya büyük, her zaman bir menü sipariş etmenizde fayda var.

Güney Amerika'nın atıştırmalık olarak en yaygın yiyeceği "Empanada". Bir nevi içi farklı malzemelerle hazırlanan tuzlu, hamur işi bir yiyecek. Kıtada en güzel Empanadalar bence Arjantin'deydi. Hamuru gerçekten güzel ve diğer ülkelerden farklıydı. Ayrıca oldukça ucuz ve doyurucu bir sokak yemeği olarakta aklınızda yer etsin. Na Serapia adında en eski empanada dükkanlarından birini tavsiye ederim, oldukça lezizdi.

Buenos Aires'in dondurmaları meşhur. Mutlaka ama mutlaka Villa Crespo bölgesindeki Rapanui'yi tavsiye ederim. Hem çok güzel bir tadı var hem de kafenin kendisi ve bahçesi çok güzel. Bir topu genelde 15-20 Tl civarı ama gerçekten değiyor. Bir kaç dondurmacı daha denedik hepsi güzeldi ama diğerlerinin ismini hatırlamıyorum.

Gelelim şarap ve bira kültürüne. Arjantin bildiğiniz üzere Şaraplarıyla ünlü bir ülke. Eğer alkol seviyorsanız, tam da vatanınındasınız. En güzel şarabı 7-12 TL arasına alabiliyorsunuz. Tabi 60-70 TL'ye de şaraplar var ama dediğim gibi kaliteli şarapları baya uygun fiyatlara alabiliyorsunuz. 1 LT'lik güzel ve lezzetli biralar 9-12 TL arasında. Market reyonları çeşit çeşit şaraplarla dolu. Markette alkol reyonunda sakin olmanızı tavsiye ederim 😉 Mekanlarda ise çok pahalı değil. Gözlemlediğim kadarıyla market fiyatlarının neredeyse 1,5-2 katı civarında idi fiyatlar.

Ve sırada Mate çayı çılgınlığına. Mate bitkisi yeşil çayı andıran, kafeini yüksek, sindirim sistemine yardımcı olduğu gibi, iştahı kesen özelliği olan bir çay. Başta Arjantin olmak üzere Uruguay, Paraguay ve Brezilya'da da tüketiliyor. Diğer Güney Amerika ülkelerinde de bulunuyor ama Arjantin ve Urugay'daki gibi hastalık derecesinde tüketilmiyor.
Mate için özel bir bardak ve pipeti var. Termos Arjantinliler için olmazsa olmaz. Herkes sokakta gezerken, otobüse binerken, parkta otururken bir elinde bardak, bir elinde termos mate  çayını içtikçe içiyorlar. İçme şekli ise özel bardağına ağzına kadar çayla doldurup, sıcak suyu biraz(mateden yer kalmadığı için) üzerine gezdiriyorsunuz. Yapraklar biraz suyu emiyor ve demlenince içiyorsunuz. Termosla gezme nedeni de bu. Çünkü su çok az koyulabildiği için 2 nefeste bitiyor ve mateye tekrar su koymanız gerekiyor. Ben çok sevmedim tadını. Bir kaç çeşitte denedik ama acı bir tadı vardı.

Para mevzuları

Ülkenin para birimi Arjantin Pesosu. Öncelikle Arjantin'e gelirken mutlaka ama mutlaka yanınıza nakit Usd alın. "Bankadan çekerim" demeyin çünkü banka masrafları inanılmaz yüksek. Biz bu durumu bilmediğimiz için cebimizde kalan son 400 Usd'nin, 300 Usd'sini döviz bürosunda bozdurmuş, gerekirse de bankadan çekeriz demiştik. Velhasıl Buenos Aires'i bir hafta boş görünce, hadi bir hafta daha kalalım dedik ve bankadan para çekmek istedik öncelikle Dolar veya Usd hesabınızdan ülkedeki herhangi bir bankadan yine Usd veya Eur çekilemeyeceğini öğrendik. Devlet döviz vermeyi yasaklamış. Anca kendi hesabınızdan Arjantin Pesosu olarak çekebiliyorsunız. Bunun da günlük 500 TL gibi komik bir limiti var ve 100 TL civarında da banka sizden komisyon kesiyor. Bu şoku yaşayınca para çekmedik ve acil olarak Arjantin'den ayrılma isteği duyduk. Aslında para çekemedik ve hesap hareketime baktığımda Banka anında komisyonunu kesip, sonra iade etmiş. Böylece masrafı bu şekilde teyit etmiş olduk. 

Gelelim para bozdurma işine. Devlet son bir yıldır dolar kurunu 60 Pesoya sabitlemiş.Yani 1 Usd=60 Peso=6 TL. Hal böyle olunca "Black Market" piyasası oluşmuş. Sokaklarda el altından Usd bozanlar, döviz bürolarında bozmak istediğinizde "Ne kadar bozduracaksınız?" diyip " Şu kadar Usd olursa şu kadar peso. Artarsa kuru da yükseltiyoruz" diyen insanlar vardı. Biz de 70 Peso'dan bozdurduk. Black Market piyasasında 90 Pesoya kadar bozanlar varmış ama ne kadar güvenilir olduğu muallakta. Çünkü sahte çıkma olasılığı yüksek diyenlerle de karşılaştık.

Para mevzusunu halledemeyince artık kredi kartı ile yaşarız diyerek Buenos Aires'ten sonra, Arjantin'in Cordoba şehrine uğrayarak 2-3 gün kalıp (Cordoba da bir hayli boştu ve hiç uğramaya gerek olmayan bir şehirdi), oradan  da Mendoza şehri üzerinden Şili'nin Santiago şehrine karayolu ile geçmeyi uygun gördük. Esasında kafamızda Mendoza'ya da uğrayıp, 3-4 gün kalma planı vardı ama nakit işini halledemediğimiz bir de Mendoza'nın Mart başında yani üzüm hasatı zamanı güzel olduğunu öğrendiğimiz için bir an önce ülkeden çıkmayı uygun gördük.

Geriye dönüp baktığımızda bu planı bugün yapsaydık kesinlikle Brezilya'da biraz daha fazla kalarak, Noel ve yılbaşı haftasını Rio de Janeiro'da geçirip, Buenos Aires'te Ocak ayının sonlarına doğru olacak şekilde yapardık. Kısmet artık, belki bir daha gideriz Arjantin'e kim bilir...

Maliyetler;
(2 kişi içindir)

-1 hafta Airbnb konaklaması: 870 TL (Normalde 1000 TL idi biz pazarlık yaparak indirim istedik)
-Igauzu•Buenos Aires Otobüs Bileti: 650 TL 
-Buenos Aires-Cordoba Otobüs Bileti: 370 TL

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Norveç'i ucuza çıkarmanın yolları

Küba Nasıldı?

Güney Amerika Kıtası Hazırlık Rehberi