Kahramanmaraş Keşfi

Türkiye'nin hala öğrenmediğimiz gelenekleri, hiç tatmadığımız yemekleri, görmediğimiz o kadar çok güzel yerleri var ki. Kahramanmaraş son dönemde bu anlamda gezdiğim en güzel örneklerden biri oldu.

Doğaka sponsorluğunda, Gezginin Ayak İzleri organizatörlüğünde Kahramanmaraş'ı doya doya 3 gün boyunca keşfettim. Gerçekten sadece dondurması ile tanıdığım bu şehir hakkında şu an o kadar bilgi ile doluyum ki, paylaşmadan edemeyeceğim :) Aklımda hep ''Ya Adana'ya gittiğimde bir gün gidip bir günübirlik gezer, dondurma yer dönerim.'' fikri vardı hep. Yok arkadaş ne bir günü, üç gün de yetmedi ili gezmeye, keşfetmeye. Olur da yolunuz o civara düşerse, mutlaka 1-2 gününüzü Kahramanmaraş'a ayırın. Ya da ucuz uçak bileti buldunuz, atlayın gidin Maraş'a. Gezilecek bir sürü yeri olduğu gibi, mutfağı da çok güzel. Pişman olmayacağınıza eminim.

Not: #maraştazaman etiketi ile sosyal medyada gezi boyunca ve gezi sonrasından paylaştığımız fotoğraflara ve bilgilere ulaşabilirsiniz.


Kahramanmaraş'ın Tarihi



Hepimiz tarih kitaplarından Kurtuluş Savaşı sırasında Fransız işgaline karşı direnişi ile biliriz Kahramanmaraş'ı.

Hititlerin bölgeye  ilk yerleşen uygarlık  olduğunu ve şehrin adının Hitit Komutanı Maraj'dan geldiğiniz biliyor musunuz?

Sonrasında sırası ile Medler, Persler, Makedonyalılar, Kapadokya Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, İslam Medeniyetleri, Anadolu Selçuklu İmparatorluğu, Dulkadiroğulları, ve son olarak Osmanlı Devleti bu bölgeye hükmetmiştir.


Kurtuluş savaşı sırasında halkın birliği ve beraberliği ile savaşı kazanmaları en güzel direniş örneklerinden biri olarak gösterilir kitaplarda. 1973 yılında ise Maraş'ın adı Kahramanmaraş olarak değiştirilmiştir.

Kahramanmaraş'a Ulaşım

Kahramanmaraş'ta havalimanı mevcut ve şehir merkezine ise 5 km. uzaklıkta. Thy'nin direk uçuşları bulunuyor İstanbul'dan. Bunun dışında Güneydoğu veya Akdeniz'e bir gezi planlıyorsanız karayolu ile de kolaylıkla ulaşabilirsiniz.


Gezilecek Yerler

1-Kahramanmaraş Şehir Merkezi

Şehir merkezinden gezinize başlarsanız, merkeze 1 gün gibi bir süre yeterli olacaktır.

*Kahramanmaraş Müzesi:

Modern müzeciliğin en güzel örneklerinden biri olan  bu müzede  Maraş'ta faaliyet göstermiş tüm uygarlıklara ait kalıntıları inceleyebilirsiniz. Özellikle dikkat edeceğiniz eserler Antik Fil, Maraş Aslanı, Genç Hitit Eserleri olsun.


Kahramanmaraş'ta 2000 yıl öncesine kadar, Gavur Gölü çevresinde  fillerin yaşadığını bu müzeyi gezerken öğrendim. Asya fil ailesinden olan bu filler, Anadolu'da yaşadığı bilinen en büyük canlı türü. Türkiye'de çıkan salgın hastalıklar nedeni ile buradaki yaşamları son bulmuş. Yıllar sonra tarlalarını süren çiftçiler tarafından bulunan fosiller, bugünkü sergilemede kullanılan kalıntıları oluşturuyor.Aşağıda gördüğünüz iskeletin çoğu gerçek fil fosili, ayaklandırmak için ise bazı parçaları orjinaline yakın inşa edilip, şekildeki fil maketi oluşturulmuş.


Hititlerden kalan Maraş Aslanı


Müze girişi 5 TL, Müzekart ise geçerli.

*Kahramanmaraş Kalesi ve Kurtuluş Müzesi


Hititler döneminde inşa edilen kale Kahramanmaraş'ın seyrine varılacak en güzel nokatalardan biri. Şehre bu kadar hakim olabileceğiniz başka bir alan yok.


Kale içerisinde bulunan müzede ise Kurtuluş Savaşı dönemindeki olaylar minyatür maketlerle canlandırılmış. Bu müzeyi gezmek ücretsiz.


Kale içerisinde ufak bir park ve kafeler bulunmakta.

*Ulu Cami ve Taş Medrese



Dulkadiroğlu Beyliğinden kalan inanç turizmi adına faaliyet gösteren ve özgünlüğünü yitirmemiş yapılardan birisi. Minaresini incelerseniz, muazzam bir işçilik göreceksiniz. Ulu Cami, günümüzdeki kesme taş örneklerinin hala en güzellerinden birisi.



*Tarihi Konaklar 


Şehir merkezinde eski dönemlerden kalan bir kaç yapı restore edilerek günümüze kadar ulaşmış. Bunlardan en önemlileri Dedoğlu, Kocabaş, Mahmut Arifi Paşa Konağı (Etnografya müzesi olarak faaliyet gösteriyor). Günümüzde restoran&kafe olarak hizmet veren Kocabaş Konağı'nı gezme fırsatım oldu. Yöresel yemekler adına uğramanız gereken bir mekan yaratılmış.

*Kapalı Çarşı ve Hanlar


Kapalı Çarşı'yı gezerken aynı zamanda tarihi özelliğini hala koruyan Katip ve Taş Han'ı göreceksiniz. Kapalı Çarşı gezisi sırasında Kahramanmaraş'a özgü Ahşap Oymacılığı, Yemenicilik gibi el sanatlarının en güzel örneklerini de inceleyebilirsiniz. Kapalı Çarşı tam bir alışveriş merkezi. Eşinize, dostunuza güzel hediyelikler götürebileceğiniz bir yer.

*Germanicia Antik Kenti

İşte Maraş'ta beni en şaşırtan yer burasıdır. Bir mahalleye girdik, etraf çevrili, barikatlar var, her yerde kamera ve uyarıcı pankartlar, levhalar. Bir an kendimi tedirgin hissettim. Meğersem geçmişi bir hayli sorunlu olan ve geleceğe taşınabilmesi için uğraşılan bir tarihin üzerinde geziniyormuşuz.


Romalılar döneminden kalan mozaiklerin üzerinde resmen bir hayat kurulmuş. Peki bu mozaiklerin nasıl keşfediliğini biliyor musunuz?


Mozaiklerin var olduğu düşünülen bölge neredeyse 3 mahalleyi kapsıyor. Aktif olarak yaşamın olduğu mahalleler buralar. Yıllar önce evinin altında mozaik olduğunu keşfeden bir vatandaş gizli gizli her akşam evinin yatak odasında kazı çalışması yaparak, çıkan mozaikleri satmaya yeltenirken yakalanmış. Bu arada zamanında mozaikleri keşfedip, yakalanmadan satanlar da var. Bu vatandaşın yakalanması üzerine yetkililer bölgede bir tarih yattığını farkediyor. 2009 yılı itibari ile bölgede yapılan keşifler sonucunda, mahalleler koruma altına alınıp, sit alanı olarak ilan ediliyor.

Bu fotoğraf  kazı yapan vatandaşın yakalandıktan sonra yatak odasındaki durumunu özetliyor.


Şu an mahalleler kamu alanı olmayı bekliyor, daha sonra evler tek tek boşaltılıp, yıkılacak ve kazı çalışmaları başlayacak. Şu an sadece aşağıda görmüş olduğunuz mozaikler çıkartılabilmiş. Burada 7/24 güvenlik görevlileri duruyor ve mahallede de dahil her yer kamera ile izleniyor.



Gelelim ziyaret olayına. Maalesef şu an burası ziyarete açık bir alan değil. Biz Kültür Bakanlığından özel izin ile ziyaret edebildik. Maraş'ın turizm adına gelişmesinde katkı bulunacak en önemli değeri bence burası. Güzel bir turizm projesi ile umarım kısa sürede ziyarete açılır ama daha yapılacak çok şey var bölgede.

2-Kahramanmaraş Doğası

Ne yalan söyleyeyim beni ve gezdiğimiz ekibin ağzını açık bırakan Kahramanmaraş'ın doğası oldu. Ben orda ne yayla olduğunu, ne de güzel dağlarının olduğunu düşünmüştüm. Son gün doğada bol bol vakit geçirince açıkçası dibimiz düştü. Doğa düşkünü iseniz gezinizi biraz daha uzatmak isteyeceksiniz.


*Elbistan Pınarbaşı

Elbistan, Kahramanmaraş'ın bir ilçesi fakat oldukça büyük bir ilçe Ceyhan Nehri'nin doğduğu yer olması nedeni ile de bilinir. Dulkadiroğullarına yıllarca Başkentlik yapmış bir şehir. O yüzden döneminin parlak yıldızlarından birisiymiş.


Pınarbaşı ise özellikle ailelerin vakit geçirdiği bir yer. Gösterişli kayıklarla nehir gezintisi yapmak, nehir kenarında bulunan kafelerde oturup bir şeyler içmek, bulunan yeşillik alanlarda mangal yapmak yöre halkının sevdiği faaliyerlerden bazıları. Pınarbaşındaki suyun çok berrak olduğu güne denk gelirseniz, nehrin içine doğru bakın. Adeta cam gibi, dibi baya görebiliyorsunuz.

*Başkonuş Yaylası

Kamp yapmaya bayılan ya da doğada vakit geçirmeyi seven biriyseniz burası tam size göre. Aslında modern doğal alanlardan birisi Başkonuş yaylası. Kahramanmaraş merkeze yaklaşık 45 dk uzaklıkta, 1850 metrelik rakımda. Yolu asfalt olduğu için rahatlıkla yaylaya ulaşabilirsiniz.


Yayla modern dedim çünkü bu yaylada yaşam faaliyeleri yok. Aslında korunmuş bir doğal bölge olarak düşünebilirsiniz. Girişte camisi, geçen sene yapılan bungolovları, marketi, restoranı sizi karşılıyor. Geniş piknik alanları, piknikçiler için koyulmuş masalar, gelen çocuklar için parklar,açık hava spor aletleri ve umumi tuvaletler mevcut. Hem Kahramanmaraş'tan hem de çevre illerden ( Gaziantep, Şanlıurfa) aileler günübirlik gelip, burada vakit geçiriyor.



Bizim yaylaya çıktığımız gün KADAK'ın (Kahramanmaraş Dağcılık, Arama ve Kurtarma) düzenlemiş olduğu bir kamp faaliyeti vardı. Daha önceden kendilerinin de burada olacağı öğrenildiği için bizim için de bir kamp faaliyeti ayarlanmış ve kendilerinin değerli katkıları ile çadır ve tulumlarımız biz geldiğimizde hazır şekilde bizleri bekliyordu.



Yaylada vakit geçirmek istiyorsunuz ama çadır size göre değil. (bana göre de değil bir türlü alışamadım) Bungolovlar bu anlamda oldukça yeterli. Yaylada yaklaşık 6-7 tane Bungolov var. Geçtiğimiz sene tam donanımlı olarak inşa edildiği için oldukça bakımlı ve temiz. 2 oda+1 salon şeklinde genel olarak. Tuvalet&banyo ve mutfak mevcut. Ayrıca hepsinde bir de teras var. Rahatınıza düşkünseniz Bungolov kiralayabilirsiniz. Geceliği 250 TL.  Önceden yerinizi ayırtmakta fayda var. Kabalık grupla gidiyorsanız gecelik ücreti oldukça uyguna denk geliyor. Detaylı bilgiyi şuradan alabilirsiniz.



Başkonuş'ta mangal faaliyetine ek olarak yapılabilecek faaliyetlerden birisi trekking. Başkonuş'ta Sır Barajını görebileceğiniz bir zirve tırmanış rotası mevcut.

Ali Kayası

Sanırım gezinin en güzel ve herkesi şaşırtan bölgesi burasıydı. Buluoğlu Köyü'nde bulunan Ahrazlar Mezrasında başlayarak yaklaşık 1,5 saatlik bir yürüyüşle Menzelet Barajı manzarası sizi karşılıyor. Sol tarafta ise meşhur Ali Kayası var.



Neden Ali Kayası?
Rivayete göre Hz. Ali atı ile birlikte seyahat ederken Kahramanmaraş- Göksun arasında kalan bir dağda konaklamış ve atının ayak izi bir kayada kalmış. Rivayetten esinlenilerek bu kayaya Ali Kayası denmiş. Ali Kayasına çıkarken dikkatli olmak lazım.


Baraj inşaatı olmadan önce buradan  Göksun-Kahramanmaraş yolu geçiyormuş. Şimdi ise o yol sular altında kalmış. Bu bölge ise şimdi dağcıların, doğa sporlarını sevenlerin uğrak noktalarından birisi. Baraj gölünün görüntüsü çok şaşırtıcı.

Güneydoğu bölgesinde çokça tüketilen Menengiç Kahvesinin çiçeği




Ali Kayasına rehbersiz çıkmak biraz zor gibi. Ahrazlar mezrasında bulunan bir kaç köy evine danışılarak yol tarifi alınabilir, onun dışında hiç bir yönlendirme yok bölgede. Ya önceden google mapsten işaretleyip gideceksiniz, ya da yöreyi iyi bilen birinden yardım alacaksınız.

Maraş'ın ünlü ahşap oymacılığından örnekler


3-Diğer Bölgeler

*Göksun

Afşin'e doğru giderken Göksun'da bulunan Çardak Köyüne uğradık. Bu köyün özelliği Çeçen Köyü olması ve fırınları yıllardır kadınların işletmesi.Köyde 6 adet faaliyet gösteren fırın var.

Güneş Fırınına konuk olduk. Kadınlar yıllardır burada çeşitli ekmekler, börekler yapıyorlar. Fırınlar da biraz ev vari. Önceden sipariş verilebildiği gibi günlük olarak halkın tükettiği ekmekleri pişiriyorlar her gün.Öğrendiğimize göre çevre ilçelerden de sadece ekmek almaya gelenler varmış. Patatesli börekleri enfesti. Hoo dodduruk (Yumurtalı ekmek) yöresel ekmekleri en çok tercih edilen ürünlerden birisi.

Çeçen Köyünün nüfusu ağrılıklı olarak 50 yaş ve üzeri. Köy kahvesinde çay içip, soluklanalım dedik ve kahveci abiden öğrendiğimize göre köylünün nüfusunun genç kesimi büyük şehirlerde yaşıyormuş. Yaz aylarında herkes köyüne gelip, vakit geçiriyormuş. ''Asıl siz yazın görün burayı'' dedi :)




*Afşin

Afşin denilince akla ilk gelen ve inanç turizmine hizmet eden en önemli uğrak noktası Eshab-ı Kehf Külliyesi. İlçeye yaklaşık 6 km uzaklıkta ufak bir tepede bulunan Külliye'yi, Rehberimizin verdiği önemli bilgiler neticesinde gezdik. Buraya özel araçla ulaşım mümkün.

Eshab-ı Kehf ya da diğer ismi ile Yedi Uyurlar nedir derseniz kısaca hikayesini anlatmak isterim.

Dünyanın farklı kültür ve dinlerinde izlerine rastlanan ve halkını terkeden bir topluluğun hikayesi esasında. Hristiyanlıkta ve İslam'da adları geçiyor. Hristiyanlığın ilk devirlerinde önemli bir hikaye olarak anlatılıyor Bu yedi kişi, peşlerinde olan bir köpek tüm halkına, Dünya'ya yüz çevirmişler.


İslam'da ise Kuran'da tefsirlerde geçmektedir. Ne zaman yaşadıklarına dair kesin bilgiler yoktur. Tefsire göre Takyanus adında bir krallıkta, hakın putlara tapmasına karşılık bu yedi genç bir mağaraya çekilir. Rivayete göre adları ise Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş. Hükümdarın bu gençlerin putperest olmadığını öğrenmesine rağmen gençlere inançlarından vazgeçmeleri için zaman tanır. İnançlarını savunan bu 6 genç şehre yakın bir dağa doğru yola çıkarlar. Yolda karşılaştıkları Keşeftetayyuş ismindeki çoban ve köpeği Kıtmır da onlara katılır. Dağda çobanın bildiği mağaraya doğru yol alırlar. Bu haberi alan hükümdar adamlarını da yanına alarak mağaranın ağzını kapatır. İnanca göre gençler ölmez, derin bir uykuya yatmışlardır. Kuranda Kehf suresinde bu süre 300 veya 309 yıl olarak geçmektedir.



Kuranda geçen bu tefsir ile birlikte Dulkadiroğulları ve Osmanlılar gerçek Eshab-ı Kehf'in burada olduğuna inanarak, Mescid, Cami, Han ve medrese yaptırmıştır.

Hristiyanlara göre ise asıl Eshab-ı Kehf  Efes'tedir. Efes'i gezdiyseniz hemen Efes Antik Kentine girmeden önce solda bulunan 7 Uyurların mağaralarını görmüşsünüzdür.


Buraya Dünya'nın dört bir yanında turist gelmekte. Külliyeyi gezerken hem Osmanlı hem de Dulkadiroğullarına ait yapıları bir arada görebilirsiniz.

Biz gittiğimizde ise bizim için 7 Uyurları tekrar canlandırmışlardı :)


Geziden sonra biz  daha çok çoban köpeği ile haşır neşir olduk. Kangalları çok severim. Bu da o kadar şekerdi ki, insanın yavrusunu alıp yetiştiresi geliyor :)




Ne Yenir, ne içilir?

Tarhana

Biz baba tarafından Adana'lıyız. Ben ufakken babaannem sürekli ev tarhanası yapardı. O tarhanadan da bir güzel çorba yapardı ki, Allah derdiniz. Ben onu yıllar boyunca Adana'ya özgü bir yiyecek sanıyordum :d Meğersem Maraş'a özgü bir yemekmiş. Bir çok da çeşidi var.


Tarhana üreticilerinin büyüklerinden biri olan Sarıgül'den Yılmaz Bey, Kandil Bağlarında bulunan üretim yerini sağolsun gezdirdi bizlere. Tarhana'nın geçmişini, Sarıgül'ün bugünlere nasıl geldiğini, Tarhana yapımını ve nasıl pazarladıklarını anlattı. Biraz da elecek planlarından bahsetti.


Şimdi Tarhana dediğimiz şey kekik, ekşi yoğurt ve dövme buğdayın karışımı ile hazırlanıyor. Bu genel olarak herkesin bildiği turuncu renkli olan Trakya tarhanası gibi değil :) Modern üretimde kamış şiltelere makina yardımı ile ince tabakalar şeklinde seriliyor ve güneşte kurutulmaya bırakılıyor. Yarı kurumuş haline firik deniliyor. Kahramanmaraş'ta tarhana daha çok firik halde tüketiliyor ve firik dediğimiz şeyi aslında çok sağlıklı cips gibi düşünebilirsiniz. Tüketilme şekli ise badem ve cevizle birlikte. Tam kurutulmuş hali ise Tarhana oluyor. Bu da firik gibi cips halinde tüketiliyor, çorbası yapılıyor, mangalda közleniyor ve zeytinyağında kızartılarak da tüketililiyormuş. İşte bunu çok merak ettim :)


Tarhana'yı Kahramanmaraş'ta marketlerde, Kapalı çarşıda bulabilirsiniz.

Dövme Dondurma


Maraş'ın en güzel olayı bu dondurmayı her köşede gördüğünüz dondurmacıda yemek. İstisnasız hepsi mi güzel olur arkadaş. En meşhuru tabi Gaziantep yolu üzerinde Maraş çıkışında bulunan Mado. Burası Mado'nun esas yeri. Bir dövme dondurma yemeden gitmeyin.


Yöresel Yemekler

Ekşili Çorba, Sömelek Köfte, Mumbar dolması, Ekşili Kebap, Eli Böğründe (bir çeşit et yemeği) Maraş'ın ünlü yemeklerinden.


Restoran tavsiyesi isterseniz, Maraş merkeze çok yakın olan Pınarbaşı'nda bulunan Belediye tarafından güzel bir ormanlık alanda işletilen Çamlıca Restoran'ı tavsiye ederim. Hem doğa ile iç içe olan bir restoran hem güzel, hem temiz, hem de uygun fiyatları ile tüm yöresel yemekleri tadabileceğiniz bir yer.


Alabalık

Yolunuz Afşin taraflarına düşerse Akçırı taraflarında Alabalık oldukça meşhur. Alabalık çiftliklerinde yetiştirilen balıklar taze taze size servis ediliyor. Akçırı Gülpınar Alabalık Tesislerini öneririm. Yaklaşık 400 gr büyüklüğündeki alabalıklar sizi şaşırtmasın :) Çok güzel manzara eşliğinde karnınızı doyurabilirsiniz.


Çemen

Anadolu'nun bir çok yerinde tüketilen Çemen, Maraş'ta da oldukça yaygın. Benim damak tadıma uygun değil ama Afşin'in Çemeni oldukça meşhur. Seviyorsanız, epey acılı olduğunu belirteyim :)

Kahve


Geçen sene yaptığım, Konya gezimde mistik Elbistan kahvesi olarak gördüğüm bir kahve satın alıp, denemiştim. Yumuşak içimli olan bu kahve meğersem Maraş'ın Elbistan bölgesine ait olan bir karışımmış. Sert kahve sevmeyen, sütlü kahveleri sevenler için ideal. İçinde 7 tane farklı tad var ve değişik bir aroma oluşturmuşlar. Büyük şehirlerde kuruyemişçilerde veya aktarlarda mutlaka denk gelirsiniz.


Velhasıl dolu dolu 3 gün geçirdim ve genel hatları ile Kahramanmaraş'ı tanıdığıma çok sevindim. Bu gezide emeği geçen başta Doğaka çalışanlarına, Kahramanmaraş Valisine, Belediye Başkanına, bizimle ilgilenen, 3 gün boyunca yanımızda olan, detaylı bilgi birikimini bize aktaran Yusuf Bey'e, gezide A'dan Z'ye bizi mutlu etmekle uğraşan ve böyle güzel 11 tane gezen arkadaşı toplamayı başaran arkadaşım Cüneyt'e, gezi sırasında gerek sohbetleriyle, gerek şakaları ile, gerek yardımlarıyla, bir bütün olduğum ve tanımaktan tek tek keyif aldığım aşağıdaki tüm blog sahibi arkadaşlarıma tek tek teşekkürlerimi iletiyorum. Hepsi çok özel İnsanlar, ve bu kadar uyumlu bir ekip mi olur arkadaş, hepsi çok tatlıydı :)


Gezginin Ayak İzleri
Gezgin Yogini
Yoldaki
Plansiz Gezgin
Çelebi Alper
Maraş Avucumda
Tatlı Gezgin
Bilinmeyen Rota
Adım Adım Seyahat
Sırt Çantalılar
Yolculuk Notları
Kendin Gez



Yorumlar

  1. Gerçekten çok teşekkür ederim Kahramanmaraş'ı o kadar güzel anlatmışsınız ki.Kahramanmaraş'lı olmaktan bir kez de gurur duydum açıkçası... �� �� ��

    YanıtlaSil
  2. Daha gezip goremediginiz coook yer var

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Türkiye'de ev Dünya'da gezilecek çok yer var.

      Sil
  3. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Maraşlı olarak çok beğendim. Teşekkür ederim. o kadar akıcı bir anlatımınız var ki maraşlı biri böyle anlatamaz.harikasınız gezi notlarınızın devamını bekliyoruz. Sıradaki yer neresi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Sıradaki seyahatim Norveç'e olacak. Bu hafta önceki gezilerimden bir not daha paylaşacağım. Takipte kalınız :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Norveç'i ucuza çıkarmanın yolları

Saraybosna

Güney Amerika Kıtası Hazırlık Rehberi