Budapeşte

Aklımda hiç böyle bir gezi yokken bir anda beliren kampanyalar, arkadaşların verdiği tavsiyeler, yakın zamanda giden bir arkadaşımın Budapeşte'yi anlatması, hah bir de elbet bir gün giderim diye aldığım ve kütüphanemde bekleyen ''On adımda Budapeşte'' Kitabı. İşte bunlar sebep oldu ve Budapeşte gezisi yapıverdim geçtigimiz haftalarda. Nasıl? Tabi ki''Budapeşte'ye uçmaya başlıyoruz!'' mesajlı pegasustan gelen kampanya maili sayesinde oldu her şey.

Gezi Maliyetini şimdi yazayım sonra ne yaptım, ne ettim anlatmaya başlayayım.

Git-Gel Uçak bileti: 280 TL
Yurtdışı Çıkış Harç Pulu: 15 TL
Konaklama: 70 EUR (3 gece dahil, kahvaltı vs. yok)
İstanbul'dan getirdiğim Kahvaltılıklar: 50 TL (4 gün fazlası ile yetti)
Budapeşte iç ulaşım: Yani çok fazla kullanmadık ama tramvay, otobüs diyelim: 17 TL
Yeme&İçme&Diğer harcamalar:  350 TL (Gerçekten çok içtik :)) (Bunun içerisinde alınan bir kaç hediye de mevcut)

Konaklama:

Odalardan birinin içi

Öncelikle yakın zamanda Budapeşte'ye giden arkadaşımın tavsiyelerine uyarak notlarımı almıştım ve ilk iş biletten sonra  konaklamak için ucuz yollu bir şeyler bulmaktı. Her zamanki gibi hostelworld.com adresine girerek biraz bakındım. Aklımda da arkadaşımın tavsiyesi bir hostel vardı. Fiyatlarına baktım oldukca iyiydi. Zaten kendisi kalmış, deneyimlemiş. Bir daha hiç aramakla uğraşmayayım diyerek rezervasyonumu 2 ay önce hemen bileti aldıktan bir kaç hafta sonra yaptım. Kaldığımız hostel tek kelime ile müthişti.

Ortak kullanım olan oturma odası&mutfak

Lavender circus  linkinden fotograflara göz atabilirsiniz. Konumu merkezi, fiyatları ucuz, içerisi oldukça temiz ve çok güvenli, özel odaları olduğu gibi (suit apartment diyorlar) tam hostel ruhuna uygun odaları da mevcut. Hostel 140 kusur yıllık tarihi binaların birinde hizmet veriyor. Konsept bir hostel. Her yerde sanat eseri, duvarlara yapılmış çok guzel resimler ve her tarafa konmuş farkli objeler görebilirsiniz. Kısacasi bayıldık! Bu arada mutlaka geceliği 8-10 EUR'lara kalabileceğiniz hostellerde var. Tercih sizin :)

Bu da bizim kaldığımız oda. Üst katı asma kat ve yatak orada idi.


Budapeşte Hakkında kısa bilgiler:


Uçuş süresi: İstanbul'dan 1 saat 40 dk.
Bizden bir saat gerideler.
Vize gerekiyor. Shengen ülkesi kapsamında.
Para birimi: Forint veya HUF olarak da biliniyor. 1 EUR=310 HUF ortalama olarak. TL ile ise hemen hemen eşit. Ama siz kabaca her şeyi 300'e bölebilirsiniz EUR karşılığını bulmak istiyorsanız. Henüz EUR'a geçilmemiş ülkede. Bu iyi bir şey. Her şeyi 3 ile çarpmak zorunda kalmadığınız için paranız da cebeniz de kalıyor. Çünkü şehir çok ucuz!
Döviz havalimanında veya garlarda sakın bozdurmayın. Havalimanında sadece 5 EUR gibi ufak bir miktar bozdurun. O da merkeze gitmeniz için otobüs-metro paranızı karşılasın. Şehirde EUR geçmiyor çünkü. Kalan paranızı çarşıda bir kaç döviz bürosu gezerek, kurlara bakarak bozdurabilirsiniz. Sıfır Komisyon tabelalarına aldanmayın. Kurları düşük oluyor. Misal havalimanında komisyon yok yazmasına rağmen 1 eur için 285 HUF verdi bana :)
Yeme&İçme: İçki çok ucuz. Yemek ortalama. Her bütçeye göre ve her damak tadına göre bir şeyler bulabilmek mümkün. Macar yemekleri bizim yemeklere benziyor ama ben açıkçası hiç tatmadım.

Havalimanından Merkeze ulaşım

Havalimanından çıktınız. Sola dönünüz. Hemen ufak bir otobüs durağı göreceksiniz. 200E numaralı otobüse bininiz. (10-15 dk'da bir kalkıyor.)  Otobüse binerken 450 HUF karşılığında biletinizi şöförden alabilirsiniz. 20-25 dk kadar süren yolculuk sonrası 3 numaralı metro hattına aktarma yapacağınız durakta inmeniz gerekiyor. Zaten bir çok bavullu vatandaş burada iniyor. Panik yapmayınız :)
Bu metro İstasyonun adı Kobanya-Kispest.Zaten hattın başladığı durak. Buradan merdivenlerden yukarı çıkıp daha sonra soldan devam edip tekrar aşağıya inerek metroya binebilirsiniz. Metro hatları baya eski. Şimdi şöyle bir bilet olayı söyleyeyim. Bunu da ben sonradan öğrendim. Normalde şoförden aldığınızda bileti içeride direklerde bu biletleri okuttuğunuz bir sistem var. Bu da bilete bir delik açıyor. Bunu yapmazsanız o bileti metroda falan kullanabilirsiniz :) Bu arada metronun ana durağı olduğu için bilet kontrolü var. Metroya bilet alarak veya okutmadığınız bileti göstererek binebilirsiniz. Ama ara duraklardan binenler hiç bir şekilde bilet almıyor/göstermiyor. Bu da başka ilginç bir durum. 3 gün boyunca 2 defa metro hattını kullandık. Bir defa da otobüs kullandık. Kimse bilet almıyor, göstermiyordu şehirde :)

Metro ile biz kalacağımız hostele geçtik. Zaten hostel çok güzel bir tarif vermişti havalimanı itibari ile. Elimizle koymuş gibi bulduk hosteli. Asıl merkez sanırım Deak Ferenc Ter durağı. Biz Kalvin Ter'de indik, National Museum çıkışı buradaydı mesela.

Hostel bölümünü atlıyorum zaten bayıldık :) Ama yağmurlu bir günde karşılamıştı bizi Budapeşte. O yüzden ilk gün verimli gezemedik. Yağmurun dinmesini bekledik, hadi çıkalım dedik bu sefer yağmur bastırdı tekrar. Islana ıslana yürüdük. En azından kabaca ilk yarım gün bir çok yere yürüme giderek şehri az çok çözmüş olduk. Bizim kaldığımız hostel Liberty köprüsüne oldukça yakın olduğu için avantajlıydık.


Budapeşte Macaristan'ın Başkenti. Yıllarca bizim tarih kitaplarından bildiğimiz üzere Kanuni Sultan Süleyman'ın 1526 yılında fethi ile 160 yıl kadar Osmanlı'nın hüküm sürdüğü yer. Dile kolay 160 yıl! Evliya Çelebi'nin seyahatnamesine göre zamanında  cami, mescit, medrese, mektep, türbe, hamam vs. oldukça varken günümüzde Gül baba türbesi dışında o döneme ait hiç bir iz bulunmamaktadır.
Kısaca Budapeşte'de neler var neler yok bahsedeyim.

Budapeştede Gezilecek Yerler

Şöyle bir şehir düşünün. Ortadan nehir geçiyor. İki tarafı birbirine bağlayan köprüler mevcut. Budapeşte'de 8 adet köprü mevcut iki yakayı birbirine bağlayan.Şehrin bir yakası Buda, diğer yakası ise Peşte olarak biliniyor. Buda tarafında görülecek yerler az fakat zaman alıcı. Peşte tarafında ise çarşılar, pazarlar, alışveriş merkezleri, kafeler, kiliseler vs. var. Yani yaşam esasında Peşte tarafında. Buda tarafı daha çok sayfiye yeri, kafa dinlenecek semtlerin olduğu, daha bol yeşillikli ve tabi ki tarihi bölge. Peşte'ye göre ise epey dağlık.

Buda;

Burası Peşte bölümünde, Buda'ya geçmeden önce bulunan Kapalı Pazar


Kendinize köprüleri referans alarak gezmeye başlayabilirsiniz. Yeşil renkli Liberty Köprü itibari ile Gellert Tepesini göreceksiniz. Hemen solda Gellert Hotel kalıyor. Bu otele giren çıkan o kadar fazla İnsan vardı ki merak edip bir bakalım dedik. Meğersem Budapeşte'nin en ünlü kaplıcalarından biriymiş. Bu arada Budapeşte Kaplıcaları ile oldukça meşhur. İçeriyi gezdik biraz. Gerçekten bina çok güzel, içerisi ise sanat galerisi gibiydi. Kaplıcalar için farklı paketler mevcut. Sıcak havuz, masaj, spa ihtiyacınız varsa tercih edebileceğiniz bir tesis. Günlük burada takılan İnsan sayısı oldukça fazla. Turistler tarafından çok tercih ediliyor.


Hemen otelin karşısında Gellert Tepesine doğru mağara kilise var. Tepeye ise güzel bir parkın içinden geçerek çıkıyorsunuz. Şu an tepede barışı simgeleyen bir kadın heykeli mevcut. Buradan Budapeşte manzarasını görebilirsiniz.



Tekrar aşağıya inerek yol boyunca yürüdüğünüzde ikinci durak Citadella. Zaten bir çok yerde turistik bölgelere doğru yönlendirme tabelalarını göreceksiniz. Burası çok güzel bir orman. Budapeşte'de şehrin ortasındaki bu doğal ortamlara hayran olmamak elde değil. Ya da hiç aşağıya inmenize gerek yok. Gellert tepesine çıktığınızda aynı doğrultuda ilerlediğinizde Citadella'ya ulaşacaksınız.



Sonraki durak Beyaz renkli Megyeri köprüsünün olduğu bölgede bulunan Kale bölgesi. Buraya yürüyerek çıkılacağı gibi (oldukça dik ve meşakkatli bir yol sizi bekliyor.) teleferik ile 5 dk içerisinde çıkmakta mümkün. Teleferik sırası oldukça yoğun oluyor özellikle hafta sonları. Gidiş-dönüş bileti ise 1700 HUF (6 EUR). Teleferik ile çıktıktan sonra oldukça büyük bir bölge ile karşılaşıyorsunuz. Abartmıyorum buraya en az 4-5 saat ayırmakta fayda var. Gezilecek çok fazla bölgesi mevcut. Ayrıca çok keyifli bir yer. Müzeler, tarihi yapılar, parklar, manzara seyir terasları, sayfiye yeri tadındaki harika sokaklar, güzel çiçekli ve kapılı evler, eski binalar... Vallahi her köşesi fotoğraflık ve seyirlik. Yürüyerek ileride bulunan Matyas Kilisesi ve kale burçlarını ziyaret edebilirsiniz. Her ikisi de farklı fiyatlandırılıyor. Kilise girişi yanlış hatırlamıyorsam 1400 HUF (5 EUR) idi. Burçlar için fiyatı hatırlamıyorum ama burçların altından bakarak da manzara görülebiliyor. O yüzden ayrıca gezmeye gerek duymadım.






Matyas ise gerçekten çok görkemli bir yapı. Mutlaka görülmeli. Sonrasında ise bölgeyi adım adım gezmenizi tavsiye ederim. Gerçekten bu bölgeden oldukça keyif aldık. 2 saatimizi ayırdık biz. Ama zamanımız olsaydı 4-5 saatimizi burada geçirirdik.





Peşte

Gelelim Peşte tarafına. Daha çok zaman geçireceğiniz bölge burası. Her sokağında ayrı güzellik, ayrı bir kalabalık var. Burası Budapeşte'nin modern yüzü. Esasında Peşte bölge bölge ayrılmış, numaralandırılmış. Bu şekilde gezebilirsiniz. Görülecek çok fazla sokak, cadde var :)


Yine  köprüleri kendinize referans olarak aldığınızda nehit kıyısı boyunca yürüdüğünüzde sırası ile Elizabeth, Megyeri, Chain Bridge, Margit Bridge'i görebilirsiniz. Margit neredeyse şehrin uç tarafı oluyor.

Aziz Istvan Bazilikası: Vaktimiz yoktu burayı gezemedik. Parlamento binası ile çok yakınlar birbirine.


Opera Binası: Burası epey iç tarafta kalıyor, köprülerden. Görkemli bir bina. Ama akşam saatlerinde o civarda olduğumuz için içeriyi gezemedik.


Parlamento Binası ve civarı: Buranın çevresini gezebildik. Parklar, çevre düzenlemeleri muhteşem gerçekten. Askerlerin nöbet değişimini izlemek enteresandı. İlginç bir prosedür ve seremoni var :) Vaktimiz yoktu yine içeriyi gezemedik. Zaten biraz tuzlu içeriyi gezmek :)




Büyük Sinagog: Burası Jewish Strict denilen bölgede. Yahudi bölgesinde çok güzel mekanlar var bu arada.Aşağıda bir kaç mekan önerisi vereceğim.

Müzeler: Müze çok özellikli değilse genelde müze gezisi yapmıyorum :) Şehirde çok fazla müze var. Hepsini gezeyim derseniz, Budapeşte kart almanızı öneririm ve daha fazla zamana ihtiyacınız var demektir.

Vagi Utca (Utca cadde demek): Burası bildiğimiz İstiklal caddes. Şehrin kalbi burada atıyor :) Alışveriş yapabileceğiniz mağazalar, dükkanlar, cafeler vs. her şey var burada. E tabi hali ile turistik bir cadde olduğu için biraz pahalı.

Varosliget Civarı: Burası Peşte merkezine biraz uzak.Dilerseniz yürüyerek gidebileceğiniz gibi, metro aktarmaları ile de ulaşabilirsiniz. Yürüyerek 1-1,5 saat kadar sürebilir. Metro ile ise 15-20 dakikada gidersiniz. Ne var derseniz, Güzel sanatlar müzesi, Sanat Galerisi, Kahramanlar Meydanı nam-ı diğer Hösök Tere, hemen meydanın arkasında gotik yapısı ile hala ayakta olanVajdahunyad Kalesi, Kalenin içinden girdiğinizde harika koskocaman  bir park ve parkın devamında Hayvanat bahçesi. Bu bölge için de en az 3-4 saat ayırmalı.Ulaşım haricinde tabi:)






Margit Adası: Burası şehrin ucunda yer alıyor ama aynı zamanda şehrin içerisinde. Tramvay+otobüs aktarması ile ulaşılabileceği gibi köprüler boyunca yürüyerek de ulaşabileceğiniz bir yer. Buraya bence en azından yarım gününüzü ayırmanızda fayda var. Biz yürüyerek etrafı geze geze bu adaya 2 saat gibi bir sürede ulaştık. Ada yemyeşil, tuna nehri manzarası ile büyülüyor. Ada epey büyük ve merak etmeyin bizdeki adalar gibi değil gayet düz bir ada. Tarihten kalan Su Kulesi, manastırlar, kiliseler bulunmakta. Ada yıllar önce Kraliyet ailelerine hizmet vermiş.




Adayı gezmek istiyorsanız çok çeşitli yöntemleri var. Bunlardan biri her zamanki gibi yürümek :) Diğerleri ise bisiklet çeşitleri... Bisiklet dediğime bakmayın bir sürü bisiklet vari araçlar mevcut. 2'li, 3'lü, 4'lü bisikletler... Ben pedal çeviremem diyorsanız akülü araba mantığı ile çalışan sadece gaz ve frenin olduğu ufak arabalar da mevcut. Keyifli dakikalar için mutlaka 1 saat de olsa kiralayın bence :) Biz normal bisiklet kiralayıp adayı gezdik. Aracına göre değşiyor kiralama fiyatları. Bisiklet için saatlik 1200 HUF (4 eur) verdik. Ada yemyeşil, tam kafa dinlemelik, yaymalık  bir yer :) İçeri de ayrıca spor faaliyetlerinin yapıldığı bir klüpte mevcuttu. Zaten adada bizim gibi turistik amaçla gezen insanlar olduğu kadar günlük sporu için adayı tercih eden de çoktu. Velhasıl zamanım olsa ben buraya 1 günümü ayırırdım. Çimlerde yan gelip yatmak varken, piknik yapmak varken, istediğin gibi bisiklet sürmek varken başka ne isteyeyim?



Bunlar dışında günübirlik gezilecek, şehir dışında bir kaç yer mevcut. Mesela Estergon Kalesi, Visegrad bölgesi, Fot, Vac gibi bölgeler. Buralara hiç zamanımız yoktu...


Kısaca gezilecek yerler böyle. Siz yine de ufak bir rehber alın gitmeden önce. Oldukça iş görecektir.

Hah bir de bizim gittiğimiz tarihte Dünyaca ünlü Sziget  Müzik Festivali haftası idi. O nedenle şehir oldukça kalabalıktı. Bu seneki kadroya baktım çok benlik grup yoktu o yüzden günübirlik olsa da katılım gerçekleştirmedim. Ama önümüzdeki seneler için takipte olacağım. Dönerken uçağın %95'i festivalci gençlikti :) Özenmedim değil.


Şehri gezerken Avusturya-Macaristan İmparatorluğu dönemini buram buram hissedebilirsiniz. Tüm binalar, yapılar harabe olsa bile o dönemin izlerini oldukça taşıyor. En bayıldığım şey gerçekten tarihi binalar oldu. Araştırmalarıma göre bu binalardaki kiralık evler de oldukça uygunmuş. Yaşam açısından oldukça ucuz ve hesaplı bir şehir. Erasmus değişim programı ile de öğrenciler tarafından bu nedenle tercih edilen bir yer ayrıca Budapeşte. Hem Avrupa'nın ortasında, Orta Avrupa'nın incisi, hem Avrupai hem de kendisine has özellikleri olan bir şehir. Her daim hareket, turist kalabalığı hakim şehirde.

Marketten alıp, hostelde denediğim Biralar. Dreher Budapeşte'nin yerel birası. Çok beğenmedim. Diğeri ise İrlanda Birası. O da çok sert geldi :)


Ve gelelim sosyal yaşama, eğlence hayatına.



Budapeşte'de en bayıldığım şey Kafeler, barlar, restoranlar oldu. Budapeşte'de Ruin pub dedikleri barlar meşhur. Nedir bu ruin pub olayı derseniz; Budapeşte'de eski dönemlerden kalan çok fazla tarihi bina mevcut. Bunların bir çoğu artık kullanılmaz durumda. İşte barların çoğu da kullanılmaz durumda olan eski fabrika binalarında, tarihi yapılarda vs. hizmet veriyor. Hepsinin tarzı, konsepti birbirinden güzel. Zaten Budapeşte'de hayatlar koca binaların avlularında, bahçelerinde. Dışarıdan baktığınızda kasvetli bir bina görüyorsunuz ama içine girdiğinizde büyülenmemeniz mümkün değil. Googleda arattığınızda fotoğraflara bakınca ne demek istediğimi anlayacaksınız :) Ben naçizane mekan önerilerimi paylaşayım sizinle.
Macarlar eğlenmeyi biliyor. Açıkçası çok da yardımsever İnsanlar. Misal yolda yürürken bir kaç defa adres sormak durumunda kaldık işin içinden çıkamayınca. Adresi tam olarak bilmediği halde hemen telefonunu açıp, google haritalarından bakan İnsanlar çok oldu :)

Macarlar'ın milli içkisi Palinka. Likör esasında ama alkol oranı oldukça yüksek. %40-50 arasında değişiyor. Bir shot attık içimiz yandı :) Bir shot  2-3 euro mekanlarda. Macar birası Dreher içtim ama eh pek beğenmedim.  Mekanlarda 3 euro civarında şişesi. Markette ise 1 eurodan az :)

Szimplakert: Burası ruin pub denilince akla gelen ilk yerlerden birisi. Yine salaş bir giriş sonrası gözünüz nereye takılırsa dakikalarca inceleyeceğiniz şeyler mevcut mekanda. Girişte sağlı sollu ayrı ayrı barlar mevcut. Avluya geldiğinizde burada bir şeyler için derim :) Hayat 20.00'dan sonra başlıyor mekanlarda. Szimpla baya meşhur bu yüzden oldukça kalabalı oluyor. Biz üst üste 2 gece gittik. İçkiler oldukça ucuz. Misal bir mojito 13 TL, kocaman bir bira 5 TL. Çeşitli kokteyler de 15-20 TL arası değişiyor. İstanbul'da herhangi bir mekanda bir mojito 25-30 TL arası. Mekan iyi ise 40-45 TL'ye kadar çıkıyor, değil mi? :) Szimpla, Yahudi bölgesinde. Çevresindeki tüm mekanlar çok güzel hepsini inceleyebilirsiniz.



Alexander Book Cafe: Burası Andrassy Bölgesinde. Bu bölge de çok güzel açıkçası. Marka mağazalar, güzel kafeler mevcut. Bu cadde üzerinde kitap evini bulup üst kata çıkın ve muhteşem bir mekana hazır olun. Kafanızı tavanlardan ve duvarlardan alamayacağınız için söylediğiniz kahveler soğuyabilir:) Böyle bir mekana göre kahve ve pasta fiyatları ise oldukça uygundu:) Bunun müdavimi ve en ünlüsü Newyork cafe var esasında ama orada biraz fiyatlar pahalı. Bence Alexander daha iyi gezginler için.



Anker't: Buraya da bayıldım! Yine Andrassy Bölgesinde hemen caddenin arka paralelinde bulunan bu mekan gündüzleri kahvaltı yapabileceğiniz, kahve içebileceğiniz bir yer . Akşamları ise bar ve eğlence konseptinde bir yere dönüşüyor. Fiyatlar yine uygun. Dışarıda duran korumalara aldanmayın. Bina yapısı itibari ile de biraz karanlık ve korkutuyor :) Ama içeriyi girince ''Ne güzel mekanmış!'' diyorsunuz. Ve tamamı ile elit, güvenli ve kalabalık değil.



Instant: Çok Övdüler. En iyi gece kulüplerinden biriymiş. Ama biz arkadaşımla beğenmedik. Çok kalabalık, çok turistik, kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir yerdi. Tabi amaç eğlence ise, kalabalığa karışayım diyorsanız tam size göre. Ama ben artık böyle mekanları kaldıramıyorum. Andrassy'da Opera Binasının arkasında kalıyor burası.


Bunlar dışında Yahudi bölgesindeki her kafeye, bara girin bence :) Zaman olmadığı için bir çok yere gidemedik :/ Oysa ki ne kadar güzel mekanlar var...

Ne alınır?


Budapeşte'de el sanatları oldukça yaygın. O yüzden el sanatları dalında bir çok turistik yerlerde satılan ürünlerden alabilirsiniz. Ama uyarayım oldukça pahalı. Biz halk pazarı gibi bir yerden magnet vs. aldık. 2 euro idi. Turistik mağazalarda 7-8 eurdan başlıyor magnetler. Paprika denilen acı biberleri meşhur. Belki bunlardan hediyelik olarak almak istersiniz. Onlar uygun. Bir de işlemeli bluzları meşhur macarların. Ama inanılmaz pahalı. Bir bluz 150 TL'den başlıyor...



Esasında gittiğim yerlere bir daha gitmeyi pek tercih etmiyorum ama Budapeşte'nin tadı damağımda kaldı. Tekrar gitmek için neden arıyorum :)


Son olarak çok uygun bütçeye bir ülke/bir şehir daha görmüş oldum :)

Yorumlar

  1. Paylaşımınız için teşekkürler. Haftaya oradayız. Çok faydasını göreceğiz önerilerinizin... :)

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim. Umarım güzel bir keşif gezisi olur sizin için.

    YanıtlaSil
  3. Budapeşte harika ve sakin bir şehir. Ailecek gittiğimizden bu sefer rehber ayarladım. Arkadaşlar süperlerdi. Havalimani transferini ve gezileri ayarladılar ( www.budapestetur.com ) hiç yorulmadım bu sefer stressle. Ünlü gulaş çorbasını, estergon kalesini, gül babayı, bit pazarlarını doya doya gezdik. Yazıyı okuyunca yeniden gitmiş gibi oldum.....

    YanıtlaSil
  4. Budapeşte'nin gezilecek yerleri kolay kolay bitmiyor. Gerçekten masal gibi bir şehir ve Avrupa'nın en güzel şehirlerinden biri.

    YanıtlaSil
  5. Burada rehberlik yapan birisi olarak derim ki ‘Guzel Budapeste sanırım ancak bu kadar hos resımlerle ancak bu kadar kisa sekilde ozetlenebilinirdi.’ Herkesi bir gun Budapestede gorebilmek dilegi ile….
    Yasam paylasildikca guzeldir.

    YanıtlaSil
  6. Gerçekten Budapeşte harika ve sakin bir şehir.Tekrar gitmiş gibi olduk:) Ben gItmeden önce rehber ayarladım burdaki yorumlardan bulup. Arkadaşlar süperlerdi. Havalimani transferini ve şehir turu kusursuzdu ve fiyatları uygundu. ( www.budapestetur.com ) Vaktinizi iyi kullanmak için kesinlikle aynısını yapın derİm. Şehri hikayeleri ve tarihiyle gezmek çok zevkliydi. Estergona gelmişken gidin derim. Çigan gecesinde yer bulamadık bir dahaki sefere dedik...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Norveç'i ucuza çıkarmanın yolları

Güney Amerika Kıtası Hazırlık Rehberi

Saraybosna