Saraybosna

2013 Eylül ayında yine bir Pegasus kampanyası ile vizesiz ülkelerle 2014'e başlayayım demiştim. Saraybosna gidiş, Üsküp dönüş olarak biletimi 2014 Nisan ayı için almıştım. Hazır 2014 yılında da bol bol yıllık iznim olacak nasılsa, şöyle güzel 1 hafta keşif gezisi yaparım dedim. Ve gün geldi çattı ve hatta bitti. Geziyi geçen hafta gerçekleştirip, döndüm :( Maceralı, bazen planlı, bazen plansız, yağmurlu, karlı, güneşli yorucu fakat keyifli 8 gün geçirdim. 4 ülke planlıyorken 2 ülkeyi gezebilmem dışında her şey genel anlamda keyifliydi.

Öncelikle git-gel uçak biletini 210 TL'ye aldım.

Saraybosna uçuşu da çok güzel bir saatteydi. Cumartesi günü 10.00 civarı havalimanında olduk ve sadece 10 dk'lık bir gecikme ile Saraybosna'ya 1,5 saatlik bir uçuş sonrası vardık. Balkanlar bizden 1 saat geri.

Paralarımızı EURO'ya çevirmiştik Sabiha Gökçen'de. Bosna Havalimanında ise KM'ye çevirelim dedik. Bir de ne göreyim. TL, KM'ye çevrilebiliyormuş. 1-0 kur farkından zararda başladık seyahate. Çok canım sıkıldı orada :/
Bu arada Bosna'nın parası Konvertibl Mark olarak geçiyor. Onlar kısaca Mark diyor. 1 Euro=1,95 KM'ye sabitlenmiş. 1 TL ise 0,85 KM gibi bir değerde idi. Yani Bosna'ya gidecek olursanız TL ile gitmenizi öneririm. Şehir merkezindeki döviz bürolarında da TL'den KM'ye çevriliyor.

Önceden okuduklarıma göre Saraybosna havalimanından şehir merkezine ulaşımın tek yolu taksi. Otobüs hattı varmış ama havalimanından biraz şehre doğru yürümeniz gerekiyor. 2 kişiydik çantalar filan var zaten nasılsa taksiyi bölüşeceğiz deyip taksi ile devam etme kararı aldık. Taksiler genel olarak eski, bizim bindiğimiz eski bir skoda idi. Adamın İngilizce telaffuzundan 20 KM olarak anladım fiyatı ha iyi dedim. Çünkü herkes 10 Euro'dan fazla vermeyin demişti okuduğum bloglarda. 10 Euro da 20 KM'ye tekabül ediyor tabi. Parayı öderken thirty'i eli ile gösterince haha dedim ilk kazığı yedik. 30 KM bayılmış olduk ama neyse bilmediğimiz için 5 EURO'dan bir şey olmaz dedik.
--------------------------------------------------------------------------------------------------
ÇOK ÖNEMLİ BİR BİLGİ!


Şimdi burada araya girerek çok süper bir öneri yapmak istiyorum. Saraybosna görülecekler listesinde Savaş Tüneli olarak adlandırılan bir müze var. Neden bu müzeyi ziyaret edelim diyorsanız; Bosna Hersek, Sırplar tarafından kuşatma altındayken ülkeye gıda ve ilaç gibi yardımları ulaştırmak için havalimanı-Butmir adındaki bölge arasında 800 metrelik alana halk ve askerlerin iş birliği ile bu tünelin gizlice kazılması ve ülkeye yardımların bu tünelden geliyor olması diyebilirim. Dile kolay ülke 4 yıl kuşatma altında bin bir zorluk ile ayakta ve hayatta kalmaya çalışmış. Diğer adı da Yaşam Tüneli zaten.Şu an ise müze olarak hayatta.Tünelin bir kısmı ziyarete açık. Şöyle bir girip, çıkabiliyorsunuz 15 sn içerisinde :) Merkeze 40 dk'lık uzaklıkta bir yer burası. Ne kadar blog okuduysam, elimdeki lonely planeta baktıysam bir Allahın kulu da denememiş ki burası havalimanı yanında!


Önerilen yöntemler şunlardı; 1- Merkezden taksi ile gidebilirsiniz ama çok pahalı tutar. 2- Saraybosna merkezden günübirlik turlar var. 25 EURO kişi başı. 3-Direk ulaşım yok. 3 numaralı tramvaya binip Ilıca'da inin (35 dk) oradan otobüslerin kalktığı yerde 32 numaralı otobüse binip son durakta inin(10 dk). Orada yürüme mesafesinde imiş. Biz tabi 3. şıkkı uyguladık. Tramvay ile Ilıcaya geldik sorunsuz şekilde. Otobüse bindik kimse İngilizce bilmiyor, tam olarak nerede ineceğimizi de anlatamadık tünel desek de. Neyse son durakta inelim buluruz dedik. Ilıca baya yazlık bir yer gibi. Hep müstakil bahçeli evler var. Son durakta indik etrafta hiç bir şey yok. Yoldan genç bir kız geçiyordu ona sorduk neyse İngilizce biliyormuş tarif etti. Sonra yolda 3 defa daha sorduk. El kol hareketleri ile nihayet tabelayı bulduk. Tabela da müzenin bulunduğu sokağa konmuş sadece, ne güzel :S Yani kısaca size önerim, havalimanına indiğinizde taksici ile anlaşıp bu tünele gelmeniz, sonrasında şehir merkezine gitmeniz. Yan yana havalimanı ile. Tutsa tutsa 10 KM daha fazla tutar. Diğer türlü gerçekten zamanınız gidiyor. 32 numaralı otobüs sürekli seyreden bir otobüste değil. Bizim buraya ulaşmamız 2 saat sürdü. Otübüsü de bekledik bu arada. Dönüşte ise müze önünde taksi yazıyordu 10 KM'ye bizi otobüslerin olduğu yere tekrar götürdü. Oradan da yine 3 numaralı tramvaya binerek Başçarşıya döndük.


Müze girişi: 10 KM.
Otobüs ve tramvay bileti bir kişi için toplam 4 KM. Dönüşü de katalım 5,5 KM.
Bir de dönüşü taksi ile yaptık: 10 KM.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yerel saatle 12.00 civarı hostele yerleştik. Çantaları odaya attık. Bu arada geceliği kişi başı 15 EURO idi hostelin. Bu gezide hostelleri www.hostelworld.com adresinden yorumlara ve konumlarına göre ayarladım. Hostellerde özel banyolu odalar yok gibi bir şeydir. Tek kişilik odalardan 12 kişilik odalara kadar seçenekler var. Tanımadığım birileri ile kalamayacağım için biz 2 kişilik oda tuttuk. 12 kişilik odada kalsanız kişi başı 8 EURO'lara kadar düşüyor fiyat. Banyo ve tuvalet ortak kullanım. Hostele yatmadan yatmaya uğrayacağımız için bu olay çok dert değil. Siz de uygun konaklamayı buradan halledebilirsiniz. Ya da Saraybosna adım başı hostel, otel, pansiyon. Gittiğinizde gezerek, görerek de konaklamanızı ayarlayabilirsiniz. Biz Hostel City Center'da kaldık. Tek eksisi barlarla dolu bir sokakta bulunması nedeni ile çok fazla gürültü olmasıydı. Uykunuz benim gibi çok hafif ise güzel bir uyku çekmeniz çok zor. Onun dışında gayet düzgün, temiz ve güvenliydi.


Aldık haritamızı önce karnımızı doyuralım dedik. Saraybosna'nın ünlü Başçarşısı var. Tüm restaurantlar, kafeler, yemek alternatifleri, alışveriş ortamları burada. Bir de paralelinde Ferhadiye caddesi var. Ferhadiye de ufak İstiklal gibi. Daha çok marka mağazalar, daha şık kafeler, restaurantlar vs. gibi dükkanlar bulunmakta.


Saraybosna'da ne yenir ne içilir derseniz ilk akla gelen Cevapcici (Cevapi) dedikleri pide içerisinde köfteleri geliyor. Başçarşıda bir sürü yer göreceksiniz. Özellikle şuraya gidin demiyorum zaten hemen hemen hepsi aynı. Biz cumartesi Saraybosna'daydık. İnanılmaz kalabalıktı. Restaurantlarda yer boşalmasını bekledik hatta. Cevapcici yanında ayran istedik. Ayranları bildiğiniz yoğurdun bardağa konmuş hali. Akmıyor :) Çok açsanız 1 cevapcici yeter ama tadayım diyorsanız porsiyonları çok fazla. Arkadaşlarınız ile bölüşün derim. Fiyat; kişi başı 8 KM.

Diğer bir seçenek ünlü boşnak böreği. Her adımda ''Pekara'' adı ile fırınları göreceksiniz. Hepsinde börek ve hamur işleri 1-5 KM civarında satılıyor. Börek porsiyonları yine çok büyük ve bıçakla bölünmeden böyle kocaman bir bütün olarak veriliyor. Ama oturup, tabakta yiyebileceğiniz yerler de mevcut.

Sonra Başçarşı'dan başlayarak çevreyi gezelim dedik. Saraybosna merkeze kesinlikle 1 gün yeter ve de artar bile. Hakkı ile 2-3 saat içerisinde şehir merkezini gezmeniz mümkün. Başçarşı ufak eski bir Osmanlı kasabası görünümünde. Hatta ben Bursa'ya çok benzettim. Zaten Türkçe konuşan İnsanlar, her yerde göreceğiniz Tükçe tabelalar nedeni ile pek yabancılık çekmeyeceksiniz :) Başçarşı'da Sarejova Sebili, Eski bakırcılar çarşısı, Begova Cami, Bezistan, Kurşunlu Medresesi ve Başçarşı bitiminde, nehre paralel olarak konumlanmış Yugoslavya Döneminde Avrupa'nın en büyük kütüphanesi olarak kullanılmış Vijecnica adlı bina görecekleriniz arasında. Bunlar dışında Hünkar Cami ve Gazi Hüsrev Bey Cami Osmanlı döneminden kalan güzel eserler arasında.


Ferhadiye caddesi üzerinde  ise Katolik Baş Katedrali ve Sinagog bulunmakta.Caddede şöyle bir ''git-gel'' yeterli ve arada mağazalara bakarsınız. Güzel ve uygun giyim mağazaları da var. Param olsa idi alışveriş yapardım :)





Bu cadde üzerinde kesinlikle atlanmaması gereken bir sergi var. Galerija 11/07/95 Srebrenica adı. Hemen katedralin yanındaki sağ sokakta bir apartman girişinde. (Üstteki fotoğraftada katedralin önündeki sergi yönlendirme tabelasını görebilirsiniz.) ''You are my witness'' sözü ile tüyleri zaten diken diken etmeye yetiyor. Temmuz 95 yılında Srebrenitsa kentinde 8000 küsür Boşnak'ın Bosna Sırp Ordusu tarafından katledilmesini belgelerle, fotoğraflarla ve tüyleri diken diken eden bir video ile anlatan bir sergi. Daha fazla bilgi için şimdilik http://galerija110795.ba/ adresini ziyaret edebilirsiniz. Beni en çok etkileyen gezi duraklarında biri oldu bu sergi. Giriş 10 KM. Fotoğraf çekmek yasak ama arada bir kaç tane gizli çektim :)

Ayrıca Ferhadiye caddesi bitiminde Savaşta ölen İnsanlar ve çocuklar için yakılan Özgürlük Ateşi anıtı görecekleriniz arasında.




Sonrasında Şehrin içinden geçen Miljacka nehrine doğru yürüyün. Ünlü Latin Köprüsünü burada göreceksiniz. Hani yıllarca tarih kitaplarında okuyup durduk. 1. Dünya Savaşının başlamasına neden olan Sırp Gavrilo Princip'in Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand ve eşini öldürdüğü meşhur köprü. Her zaman şehrin içinden nehir geçen yerleri sevmişimdir. Suyun İnsan hayatında bambaşka yeri var bildiğiniz üzere su hayattır esasında. Nehir kanarında sağlı sollu kafelerde soluklanın, meşhur bosna kahvesinden için. Ya da bir bara geçip Saraybosna birası için :) Saraybosna birası güzeldi, denedim. Fiyatı yanılmıyorsam 5 KM idi. Kahve ve çay 2-3 KM olarak değişiyor kafelerde. Kahvelerinin sunum şekli bizden farklı. Cezvede geliyor, fincan ufak 2 fincanda bu kahve bitiyor. Şekerli içiyorsanız şekeri sonradan katıyorsunuz. Ama tadı güzel, bizim kahveden pek farkı yok. Morica Han çay,kahve, nargile için önerilir. Hemen başçarşı içinde.


Nehir boyunca kah nehir kıyısından kah nehre paralel ara sokaklardan yürüdük. Yine paralel sokaklardan birinde Saraybosna Birasını üreten Sarajevska Pivara adlı fabrikayı göreceksiniz. Eski ve güzel bir bina.


Hemen çaprazında Sv. Ante  Padovanskog Kilisesi ve yine ara sokaklarda Avusturya- Macaristan imparatorluğu döneminden kalan çok güzel binalar göreceksiniz. Saraybosna, Osmanlı döneminde kuşatılıp, şehir haline getirilmiş.1878 yılında imzalanan Berlin Anlaşması ile Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun yönetimine bırakılmış. 1918- 1992 yılları arasında ise Yugoslavya Krallığı tarafından yönetilmiş bir şehir. O nedenle bu üç dönemin bıraktığı izleri her adımda göreceksiniz. Nehir manzaralı Üniversite ve Güzel Sanatlar Akademisine ait binalara hayran kalmamak elde değil.Latin köprüsünün hemen yanında ise bir müze var. Biz gittiğimizde kapanmıştı. 16.00'da kapanıyormuş. O yüzden gezemedik. Fakat anladığım kadarı ile eski Saraybosna'ya ait fotoğraflar sergilenmekte.




Ve hüzün dolu yolculuğumuz bundan sonra başlıyor. Hemen hemen her yerde göreceğiniz bembeyaz mezarlar. 92-95 yılları arasında Bosna'da yaşanan iç savaş nedeni ile binlerce insanın ölümünü yaşım ufak da olsa hayal meyal hatırlıyorum. Daha sonra bazı araştırmalar, edindiğim kitaplar nedeni ile savaşta yaşananlar hakkında bilgim olmuştu. Saraybosna'ya gitmeden önce de yakın tarihini baya araştırdım. Fakat o topraklara gittiğiniz zaman, mezarlardaki isimleri, doğum tarihi ve ölüm tarihlerini gördüğünüz zaman inanın etkilenmemeniz mümkün değil.



Ölüm tarihleri 92-95 yıllarına ait. Dakikalarca bembeyaz mezarlara bakakaldım.Gözümün önüne, izlediğim bazı videolar, görüntüler düşüp durdu. Gencecik insanlar bunları hak etmemişlerdi. Ziyaret sırasında mezarlara gelen, toprakları temizleyen, çiçek eken bir sürü aile gördüm. Onları izledim, tarif edilemez anlardı. Ruhları şad olsun hepsinin. Toplu şekilde geniş alana yayılan mezarlıklar iki tepede bulunuyor. Biri Başçarşı'da sebilin hemen karşısındaki yokuş itibari ile başlıyor. Alija Izetbegovic'in mezarı da burada bulunmakta. yokuş sonunda Saraybosna'yı tepeden görebileceğiniz seyirlik bir alanda bulunuyor. Ama biz oraya kadar çıkmadık.  Diğer mezar tepesi Alifakovac ise nehrin hemen sağ tarafında eski Osmanlı mahallesini andıran yokuşun hemen sonunda.



Saraybosna'da hemen hemen tüm binalarda savaşın izlerini görmeniz mümkün. Çarşı içinde de, çarşıdan uzaklaştığınızda da tüm sokaklarda savaşta tahrip olan ve kaderine terkedilmiş bir sürü bina göreceksiniz. Kurşun deliklerine rağmen bir çok bina ayakta ve İnsanlar savaştan beri hayatlarını bu binalarda sürdüyorlar. Saraybosna'yı da Mostar'ı da gezerken sanki savaş dün bitmiş, İnsanlar buna rağmen hayata tutunmaya çalışıyorlarmış gibi geldi bana. Yakın tarihte yaşanmış olması da sanırım beni etkileyen diğer önemli bir detay.






Saraybosna turizm bakımından son yılların gözdesi. Eski binalara, savaş izlerine rağmen yeni binalar, gökdelenler de yapılmakta. Devletin epey yatırımı söz konusu imiş bu anlamda. Bolca kafe, restaurant, modern binalar, alışveriş merkezleri görmeniz mümkün geziniz sırasında.



Bunun dışında en sevdiğim şeyler, Yugoslavya döneminden kalan ve hala kullanılmakta olan elektrikli otobüsler, tramvaylar. Tabi bir de çok eski ufak arabalar. O eskiliğine rağmen hala ayakta olması ve çalışıyor olması efsane bence :) 3 numaralı tramvayı epey kullandık. Şehrin bir tarafından öbür tarafına gidiyor. Bu tramvayı kullanarak Ilıca (Ilidza) denilen bölgeye gidebilirsiniz. Ilıca'da görülecek bir şey yok yakınlarındaki savaş tüneli haricinde. Bir kere bu tramvaya binip son duraktan tekrar Başçarşıya dönmeniz bile keyifli olacaktır. Yaklaşık 30 dk sürüyor. Çok yavaş fakat tercih edilen bir ulaşım aracı. Bilet hadisesini anlamadım ama. 1,85 KM bilet ücreti. Biz her binişimizde büfeden olsun, şoförden olsun bilet aldık. Ama orta ve arka kapılardan binen bir sürü kişi gayet ücretsiz binip, indi :S


Bir dikkatimi çeken detay ise ülkenin fakir olmasına rağmen İnsanların giyimlerine çok özen göstermeleri. Erkeği, kadını, yaşlısı, genci herkes çok şık ve güzeldi. Boşnak kızları diye bir gerçek varmış gerçekten. Hem güzeller, hem bakımlılar, hem de modayı takip ediyorlar. Sanırım kazanılan paralar giyime kuşama gidiyor :)

Akşam yemeği önerisi mekan olara Dveri idi. Gittik, denedik ve beğendik. İçecek, sopska salatası (Balkanların meşhur salatası), Sebze ve bir et yemeği çeşidi ile 47 KM ödedik.


Ne alınır derseniz, belki bakırcılar çarşısından kahve sunum takımları alınabilir. İncik, boncuk meraklıları tezgahlara bakabilir ama bizden çok farklı takılar göremedim. Ayrıca dayanamayıp el yapımı deri çanta aldım. Bu da Bosnaya özgü bir hediyelik çeşidi. Hoş İstanbul'da özellikle Galata bölgesinde de oldukça el yapımı deri çanta satan dükkanlar var. Ama bu çantayı kullandıkça Saraybosna'yı hatırlayacak olmam işin güzel tarafı :) Bunun dışında tabi ki magnet alınabilecekler arasında.


Cumartesi gecesi olması nedeni ile sokaklar hareketliydi. Bir çok bar, gece kulübü mevcut. Ama biz çok yorgun olduğumuz ve ertesi sabah erkenden başka yerlere gideceğimiz için gece hayatını göremedik. 22.00 civarı hostele geçtik fakat gürültüden uyuyamadım iyi mi:)



Bir daha gitmek isterim esasında Saraybosna'ya. Şehir güzel, yorucu değil, az insan, ihtiyacınız olan her şey ayağınızın altında, maddi bakımdan uygun, bozulmamış eski İstanbul gibi. Biraz hüzün, biraz tarih dolu, biraz Osmanlı ve biraz da Avrupai bir havada gezimi gerçekleştirmiş oldum. Şimdi ülke hakkında okunacak çok fazla kitap, izlenecek çok fazla belgesel, araştırılacak çok şey var :)

Maliyetleri toplarsak İlk gün Saraybosna için;

Havalimanı ulaşım 30 KM (15 EURO)
1 gece konaklama: 15 EURO
Yeme içme: 38 KM (19 EURO)
Müze: 10 KM (1 Müze) (5 EURO)

Yorumlar

  1. Her giden Saraybosna'dan genelde aynı fotoğraflarla dönüyor. Sende öyle değil. Sokak fotoğrafları da, uzak plan şehir fotoğrafları da, detay fotoğrafları da var. Anlatımın ise matematik formülü gibi. Gitsem kaybolmam :) Eline sağlık. Fotoğraflar gerçekten çok güzel.

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar , çok güzel bir gezi olmuş paylaştığınız için teşekkürler.Bende bu yaz balkan turu yapmayı planlıyorum.

    Bir kaç sorum olacak yardımcı olursanız sevinirim. Bosna ' dan Üsküp ' e ulaşımı nasıl sağladınız acaba ? Bosna ' da pasaport kontrolün de veya sınır geçişlerinde herhangi bir problem ile karşılaştınız mı ? şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Merhaba, yorumlarınız için teşekkürler. Bosna'dan Makedonya üsküp'e otobüs ile geçtik. 16 saatlik bir yolculuk sonrası 2 sınırdan sorunsuz geçerek yolculuğu tamamladık. Otobüs muavini herkesin pasaportunu alıp, polislere teslim etti.Sonrasında işlemler oldu ve dağıttılar. Sırbistan ve Makedonya sınırlarında da sorun yaşamadık otobüs olarak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrar Merhaba teşekkürler yanıtınız için,

      Bosna-Makedonya Üsküp otobüslerinin sıklığı nedir peki ? Hangi saatlerde otobüsler var hatırlıyor musunuz ?

      Sil
    2. Yazın gideceğiniz için çok sıkıntı yaşamazsınız. Daha fazla sefer olur. Biz gitiğimizde Karadağ'a gidecektik fakat kışın otobüs olmadığı için o gün Üsküp olup olmadığını sorduk ve akşam olduğunu öğrendik. Sıklığını bilmiyorum. En güzeli planı programı tam yapmadan Bosna'ya indiğiniz gün otogara uğrayıp saatleri öğrenmeniz.

      Sil
    3. Bence de en güzeli öyle olacak galiba :) Çok teşekkür ederim yardımcı olduğunuz için.

      Sil
  4. merhaba ben kasım ayında saray bosnaya üç günlük seyahat yapacağım fakat hiç yabancı dilim yok türkçe bilen çokmudur acaba bana yardımcı olurmusunuz teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  5. Merhaba,
    Onlar da ingilizce bilmiyor zaten merak etme bir şekilde yazarak, işaret diliyle filan anlaşıyorsun.
    Arada türkçe konuşanlarla çarşıda denk gelebilirsin. Çarşıda bir kaç tane türk dükkanı var zaten.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Norveç'i ucuza çıkarmanın yolları

Güney Amerika Kıtası Hazırlık Rehberi