Gaziantep Gezisi
Tam bir yıl önce bugünlerde Pegasus'un kampanyasından yararlanarak Gaziantep'e uçak bileti almıştık.Vergiler dahil 20 TL idi.Duyan inanmıyor ama gerçekten fiyatlar böyleydi :)
Ve zaman geldi çattı, planımızı programımızı yaptık, Antep için hazırlıklarımızı tamamladık ve kadrodan 1 kişi eksik olarak 3 kız 2 Mart akşamı Antep'e doğru yola koyulduk.
Gezeceğimiz yerler belliydi.Açıkçası nerede kalacağımızı da ayarlamıştık ama şimdi size yaşadığımız bir olayı anlatacağım ki çok enteresan bir durum :)
Şimdi bir düşünün.Hiç tanımadığınız, hiç karşılaşmadığınız, sanal ortam dahilinde de hiç iletişimde olmadığınız biri size ve arkadaşlarınıza evini açıyor.Misafir ediyor, yediriyor, içiriyor, gezdiriyor.Elinizi cebinize attırmıyor.Bir kişi değil dile kolay üç kişi.Anadolu insanının ne kadar misafirperver olduğunu bir kez daha görmüş olduk.Bu evinde kaldığımız kişi bizim ekipte olup, hastalandığı için gezimize gelemeyen arkadaşımızın, 4 yıl önce bir eğitimde tanıştığı, doğma büyüme Antep'li olan bir arkadaşı.Onlar da sadece eğitim sırasında İstanbul'da tanışıp, bir kaç gün muhabbet etmişler.Arkadaşım ''Uçak bileti aldık, Antep'e geleceğiz, nerede kalınır, nereleri önerirsin?'' soruları üzerine bizleri evinde ağırladı.Gerçekten bu zamanda kim kime bunları yapar diye düşünüyorum.Annesinin, yiğeninin ellerinden öpüyoruz.Çok güzel ağırladılar bizi :)
Şimdi Öncelikle kısa kısa neler yaptık, onları paylaşmak istiyorum :)
1-İstanbul Sabiha Gökçen'den yaklaşık 1 saat 20-25 dk sürüyor Antep.Antep Havalimanından merkez ise 2030 dk arası.Havataş servisleri var merak etmeyin.
2-Kalacak yer konusu ise bir çok alternarif var.Mevsimine göre değişiyor fiyatlar tabii ki.Ama özel bir yerde kalmak istiyorsanız Taş evleri ve Zeynep Hanım Konağı'nı öneririm.İkisi de konum itibari ile hem güzel hem
konsept itibari ile çok farklı.Öğretmen evi bir seçenek olabilir.Ya da bizim gibi şanslıysanız aile evi de olabilir :)
3-Biz geziye Arkeoloji müzesi ile başladık.Meşhur stadyumun hemen yanında yer alıyor, yani şehir merkezinde.Müze Kart geçiyor.Müze çok büyük değil.Eğer İstanbul'daki Arkeoloji müzesini gezdiyseniz bence çok da gerek yok.Fosiller haricinde aman aman sergilenen bir şey yoktu.
4-Bir sonraki durak ve en önemli, en görkemli müze Zeugma Mozaik Müzesi idi.Burası Tarihi İpek yolu üzerinde.Belediye güzel bir kompleks yapmış ve kocaman bir müze oluşturmuş.İçerisi inanılmaz derecede iyi korunuyor.Adım başı güvenlik var.Nedeni ise gerçekten tarihi açıdan da çok önemli eserlerin müzede sergileniyor olması.Biz Müzenin sol tarafını gezdik çünkü diğer kompleksi henüz açılmamış.Bu ay ziyaretçilere açılması bekleniyor.
Zeugma Müzesi harika olmuş diyebilirim.Çok etkilendim.Her eser hakkında yanında tarihçesi, nasıl kazı aşamalarından geçtiği hakkında bilgiler bulunuyor.Müze iki katlı.İsterseniz Müze'nin içerisinde bulunan ekranlardan da sanal olarak müzeyi gezebiliyorsunuz.Hem bu sanal turda kazı çalışmalarına ait detaylı fotoğraflar ve bilgiler bulunmakta.Aman Çingene Kızı eserini görmeden gitmeyin.O çok özel bir odada, camekan ardında sergileniyor ve yanına bir mesafe sonrası yaklaşamıyorsunuz.Gaziantep Müze Müdürlüğünü tebrik etmek lazım çok güzel iş çıkartmışlar ve tabii ki Gaziantep Belediyesi'nin de hakkını yememek lazım.
4-Sonraki durağınız yemek molası olmalı.Halil Usta Zeugma'ya çok yakın.Zaten ordaki görevlilerde bizi Halil Usta'ya yönlendirdi ki anlaşmalı mı artık bilmiyorum ''Müze'den bizi yönlendirdiler.'' diye belirtmemizi istediler ki böyle şeyleri hiç sevmem.Zaten Halil Usta'nın şanını, şöhretini duyup gittik Antep'e.
Halil Usta ara sokakta hizmet veren meşhur bir esnaf lokantası aslında.Girişte sizi iri ve sevimli cüssesi ile karşılıyor.Dışardan küçük gibi görünen dükkan esasında epey geniş.Duvarlar, Halil Usta'ya gelen ünlülerin fotoğrafları ile dolu.Menümüz fiks kişi başı kebap, ortaya küşleme, salata ve içecek.Sonrasında da tatlı.Ama biz tatlı almadık.
Şunu belirtmeden geçemeyeceğim.Eğer Halil Usta'ya giderseniz şayet, bu güne kadar et yemediğinizi düşüneceksiniz.Gerçekten ben öyle et yemedim arkadaş! İnaılmaz lezzetli, lop lop, yumuşacıktı.Servis zaten çok hızlı, hafta sonu da olması nedeniyle çok da kalabalıktı.Sanırım adam başı 15 tl ye kalkarsınız mutlu ve doymuş bir şekilde.Aman sakın atlamayın Halil Usta'yı :)
5-Sonraki durağımız Gaziantep Kalesi altı idi.Arabayı park ettik ve yürüyerek şehri gezmeye başladık.Hemen kale altında bulunan Kır Kahvesine girdik.Meşhur ve övülen Menengiç Kahvesi ısmarladık.Fakat bana göre değilmiş.Oldukça sert ve ilginç bir tadı olan bir içecek.Bildiğimiz kahve gibi değil.Kır kahvesi ise eskiliğini ve orjinalliğini pek bozmamış bir kahve.
6-Gaziantep Kalesi'ne çıkalım dedik.Sadece Kale girişindeki Kahramanlık Müzesi açıktı.Kale tadilat nedeni ile kapalıydı.Kahramanlık müzesini gezerek Kale gezimizi de tamamladık.Kale'den tüm Gaziantep şehrini görmek mümkün bu arada.
7-Kale karşısında hemen Tarihi bir camii var.Namaz saati olması sebebi ile giremedik.İmam namazdan sonra bizi beklediğini söyledi ama bir daha o tarafa dönemedik maalesef.İnşallah bir daha ki sefere gideceğim, aklımda kaldı mimarisi.
8-Kale bitimi itibari ile tarihi çarşılar, sokaklar, hanlar başlıyor.Esnaf çok cana yakın, hemen sizi davet ediyor dükkanına.Muhabbet etmeye başlıyorlar.Bir şeyler ikram etme derdinde oluyorlar.Kesinlikle rahatsız edici değil:)
9-Yol üzerinde bulunan hanların hemen hemen hepsine girdik.Ama adlarını aklımda tutamadım:) Han dediğimde kapıdan sonra kocaman avlusu bulunan yerler.Bunlardan bir tanesinde Mağara cafe vardı.Bildiğiniz Mağara'yı belediyeden izin alarak kafeye çevirmişler.Çok acayip ve orjinal bir yerdi.Her yerden sular damlıyor :) Mistik bir ortam vardı.Eminim ki yaz aylarının sıcak günlerinde herkes kendini oraya atıyordur.
10-İmam Çağdaş'ın önünden geçerek Zincirli Bedesten'e gittik.İmam Çağdaş'a gitmememizin nedeni bizi gezdiren Antep'li arkadaşın özellikle orayı sevmemesi, İmam Çağdaş'ı turistik ve inanılmaz abartılan bir yer olarak görmeseydi.Antep'teki esnafa göre de fiyatları epey pahalıymış.Bilginiz olsun.
11-Zincirli bedesten tam bir turistik çarşı.İçeride bakır eşyalar, şallar, baharatlar, yöresel yiyecekler, hediyelikler vs. bulabileceğiniz bir yer.Fiyatlar da gayet normal.Ama şal adına ben çok orjinal bir şey göremedim.
12-Bakırcılar çarşısı bir sonraki durağımızdı.Burası da yan yana dizilmiş, bakır işçiliğini sanata dönüştüren dükkanlarla dolu bir yer.İşlemeli Kahve fincanları, cezveler, tepsiler, yumurta kapları ve daha bir sürü güzel el işçiliği olan ürünler bulabileceğiniz bir yer.Antikacılarla dolu bir yer ayrıca.Çok güzel takılar gözünüze çarpabilir.
13-Sonraki durağımız ise artık akşam olmak üzereydi.Hava kararmadan hemen eski antep evlerini görebileceğimiz Bey Mahallesi'ne doğru yola koyulduk.Burası ayrıca Atatürk'ün nüfusa kayıtlı olduğu mahalle imiş.Eski taş evler, çoğu restore edilerek kafelere dönüştürülmüş, çoğu satılık veya kiralık olarak kaderine terk edilmiş.Bakımsız ama bir o kadar da kim bilir kimler yaşamış diyebileceğiniz yapıtlar.Sokaklar dar ve arnavut kaldırımlı.Kapılar birbirinden güzel ve renkli.Ben çok seviyorum kapı fotoğrafları çekmeyi.Soğuktan donmadan önce bir kaç kapı fotoğrafı çekmedim değil:=)
14-Ve Antep'te son olarak gördüğümüz yer Masal Park.Pek bir özelliği yok şehre modern bir hava verilmiş bu park ile.Çocuklar için güzel bir alternatif olduğuna eminim.Söylediklerine göre de yaz aylarında o park dolup taşıyormuş.Zaten Antep'te yaz aylarında kimsenin evinde durmadığını herkesin dışarıda oturduğunu ve gece yarılarına kadar sokakta olduklarını söyledi herkes:)
Nihayetinde bir günümüzü dolu dolu geçirerek, bir daha kesinlikle gelmek üzere (en az iki gün kalmak şartı ile) Antep'ten ayrıldık.
Mutlaka yapın dediğim şeyler az çok yukarıda sıralı.Sadece zaman kalmadığı için Tahmis Kahvesi'ne gidemedim o içimde kaldı.
Katmer yemeden, baklava çeşitlerini denemeden dönmeyin.Ha bu arada Anteplilerin kahvaltı da vazgeçemedikleri Zahter'i de mutlaka denemenizi tavsiye ederim:)
Bizim bir sonraki durağımız Antakya idi.O biraz daha maceralı geçti.Az sonraaaaaa.
Ve zaman geldi çattı, planımızı programımızı yaptık, Antep için hazırlıklarımızı tamamladık ve kadrodan 1 kişi eksik olarak 3 kız 2 Mart akşamı Antep'e doğru yola koyulduk.
Gezeceğimiz yerler belliydi.Açıkçası nerede kalacağımızı da ayarlamıştık ama şimdi size yaşadığımız bir olayı anlatacağım ki çok enteresan bir durum :)
Şimdi bir düşünün.Hiç tanımadığınız, hiç karşılaşmadığınız, sanal ortam dahilinde de hiç iletişimde olmadığınız biri size ve arkadaşlarınıza evini açıyor.Misafir ediyor, yediriyor, içiriyor, gezdiriyor.Elinizi cebinize attırmıyor.Bir kişi değil dile kolay üç kişi.Anadolu insanının ne kadar misafirperver olduğunu bir kez daha görmüş olduk.Bu evinde kaldığımız kişi bizim ekipte olup, hastalandığı için gezimize gelemeyen arkadaşımızın, 4 yıl önce bir eğitimde tanıştığı, doğma büyüme Antep'li olan bir arkadaşı.Onlar da sadece eğitim sırasında İstanbul'da tanışıp, bir kaç gün muhabbet etmişler.Arkadaşım ''Uçak bileti aldık, Antep'e geleceğiz, nerede kalınır, nereleri önerirsin?'' soruları üzerine bizleri evinde ağırladı.Gerçekten bu zamanda kim kime bunları yapar diye düşünüyorum.Annesinin, yiğeninin ellerinden öpüyoruz.Çok güzel ağırladılar bizi :)
Şimdi Öncelikle kısa kısa neler yaptık, onları paylaşmak istiyorum :)
1-İstanbul Sabiha Gökçen'den yaklaşık 1 saat 20-25 dk sürüyor Antep.Antep Havalimanından merkez ise 2030 dk arası.Havataş servisleri var merak etmeyin.
2-Kalacak yer konusu ise bir çok alternarif var.Mevsimine göre değişiyor fiyatlar tabii ki.Ama özel bir yerde kalmak istiyorsanız Taş evleri ve Zeynep Hanım Konağı'nı öneririm.İkisi de konum itibari ile hem güzel hem
konsept itibari ile çok farklı.Öğretmen evi bir seçenek olabilir.Ya da bizim gibi şanslıysanız aile evi de olabilir :)
3-Biz geziye Arkeoloji müzesi ile başladık.Meşhur stadyumun hemen yanında yer alıyor, yani şehir merkezinde.Müze Kart geçiyor.Müze çok büyük değil.Eğer İstanbul'daki Arkeoloji müzesini gezdiyseniz bence çok da gerek yok.Fosiller haricinde aman aman sergilenen bir şey yoktu.
4-Bir sonraki durak ve en önemli, en görkemli müze Zeugma Mozaik Müzesi idi.Burası Tarihi İpek yolu üzerinde.Belediye güzel bir kompleks yapmış ve kocaman bir müze oluşturmuş.İçerisi inanılmaz derecede iyi korunuyor.Adım başı güvenlik var.Nedeni ise gerçekten tarihi açıdan da çok önemli eserlerin müzede sergileniyor olması.Biz Müzenin sol tarafını gezdik çünkü diğer kompleksi henüz açılmamış.Bu ay ziyaretçilere açılması bekleniyor.
Zeugma Müzesi harika olmuş diyebilirim.Çok etkilendim.Her eser hakkında yanında tarihçesi, nasıl kazı aşamalarından geçtiği hakkında bilgiler bulunuyor.Müze iki katlı.İsterseniz Müze'nin içerisinde bulunan ekranlardan da sanal olarak müzeyi gezebiliyorsunuz.Hem bu sanal turda kazı çalışmalarına ait detaylı fotoğraflar ve bilgiler bulunmakta.Aman Çingene Kızı eserini görmeden gitmeyin.O çok özel bir odada, camekan ardında sergileniyor ve yanına bir mesafe sonrası yaklaşamıyorsunuz.Gaziantep Müze Müdürlüğünü tebrik etmek lazım çok güzel iş çıkartmışlar ve tabii ki Gaziantep Belediyesi'nin de hakkını yememek lazım.
4-Sonraki durağınız yemek molası olmalı.Halil Usta Zeugma'ya çok yakın.Zaten ordaki görevlilerde bizi Halil Usta'ya yönlendirdi ki anlaşmalı mı artık bilmiyorum ''Müze'den bizi yönlendirdiler.'' diye belirtmemizi istediler ki böyle şeyleri hiç sevmem.Zaten Halil Usta'nın şanını, şöhretini duyup gittik Antep'e.
Halil Usta ara sokakta hizmet veren meşhur bir esnaf lokantası aslında.Girişte sizi iri ve sevimli cüssesi ile karşılıyor.Dışardan küçük gibi görünen dükkan esasında epey geniş.Duvarlar, Halil Usta'ya gelen ünlülerin fotoğrafları ile dolu.Menümüz fiks kişi başı kebap, ortaya küşleme, salata ve içecek.Sonrasında da tatlı.Ama biz tatlı almadık.
Şunu belirtmeden geçemeyeceğim.Eğer Halil Usta'ya giderseniz şayet, bu güne kadar et yemediğinizi düşüneceksiniz.Gerçekten ben öyle et yemedim arkadaş! İnaılmaz lezzetli, lop lop, yumuşacıktı.Servis zaten çok hızlı, hafta sonu da olması nedeniyle çok da kalabalıktı.Sanırım adam başı 15 tl ye kalkarsınız mutlu ve doymuş bir şekilde.Aman sakın atlamayın Halil Usta'yı :)
5-Sonraki durağımız Gaziantep Kalesi altı idi.Arabayı park ettik ve yürüyerek şehri gezmeye başladık.Hemen kale altında bulunan Kır Kahvesine girdik.Meşhur ve övülen Menengiç Kahvesi ısmarladık.Fakat bana göre değilmiş.Oldukça sert ve ilginç bir tadı olan bir içecek.Bildiğimiz kahve gibi değil.Kır kahvesi ise eskiliğini ve orjinalliğini pek bozmamış bir kahve.
6-Gaziantep Kalesi'ne çıkalım dedik.Sadece Kale girişindeki Kahramanlık Müzesi açıktı.Kale tadilat nedeni ile kapalıydı.Kahramanlık müzesini gezerek Kale gezimizi de tamamladık.Kale'den tüm Gaziantep şehrini görmek mümkün bu arada.
7-Kale karşısında hemen Tarihi bir camii var.Namaz saati olması sebebi ile giremedik.İmam namazdan sonra bizi beklediğini söyledi ama bir daha o tarafa dönemedik maalesef.İnşallah bir daha ki sefere gideceğim, aklımda kaldı mimarisi.
8-Kale bitimi itibari ile tarihi çarşılar, sokaklar, hanlar başlıyor.Esnaf çok cana yakın, hemen sizi davet ediyor dükkanına.Muhabbet etmeye başlıyorlar.Bir şeyler ikram etme derdinde oluyorlar.Kesinlikle rahatsız edici değil:)
9-Yol üzerinde bulunan hanların hemen hemen hepsine girdik.Ama adlarını aklımda tutamadım:) Han dediğimde kapıdan sonra kocaman avlusu bulunan yerler.Bunlardan bir tanesinde Mağara cafe vardı.Bildiğiniz Mağara'yı belediyeden izin alarak kafeye çevirmişler.Çok acayip ve orjinal bir yerdi.Her yerden sular damlıyor :) Mistik bir ortam vardı.Eminim ki yaz aylarının sıcak günlerinde herkes kendini oraya atıyordur.
10-İmam Çağdaş'ın önünden geçerek Zincirli Bedesten'e gittik.İmam Çağdaş'a gitmememizin nedeni bizi gezdiren Antep'li arkadaşın özellikle orayı sevmemesi, İmam Çağdaş'ı turistik ve inanılmaz abartılan bir yer olarak görmeseydi.Antep'teki esnafa göre de fiyatları epey pahalıymış.Bilginiz olsun.
11-Zincirli bedesten tam bir turistik çarşı.İçeride bakır eşyalar, şallar, baharatlar, yöresel yiyecekler, hediyelikler vs. bulabileceğiniz bir yer.Fiyatlar da gayet normal.Ama şal adına ben çok orjinal bir şey göremedim.
12-Bakırcılar çarşısı bir sonraki durağımızdı.Burası da yan yana dizilmiş, bakır işçiliğini sanata dönüştüren dükkanlarla dolu bir yer.İşlemeli Kahve fincanları, cezveler, tepsiler, yumurta kapları ve daha bir sürü güzel el işçiliği olan ürünler bulabileceğiniz bir yer.Antikacılarla dolu bir yer ayrıca.Çok güzel takılar gözünüze çarpabilir.
13-Sonraki durağımız ise artık akşam olmak üzereydi.Hava kararmadan hemen eski antep evlerini görebileceğimiz Bey Mahallesi'ne doğru yola koyulduk.Burası ayrıca Atatürk'ün nüfusa kayıtlı olduğu mahalle imiş.Eski taş evler, çoğu restore edilerek kafelere dönüştürülmüş, çoğu satılık veya kiralık olarak kaderine terk edilmiş.Bakımsız ama bir o kadar da kim bilir kimler yaşamış diyebileceğiniz yapıtlar.Sokaklar dar ve arnavut kaldırımlı.Kapılar birbirinden güzel ve renkli.Ben çok seviyorum kapı fotoğrafları çekmeyi.Soğuktan donmadan önce bir kaç kapı fotoğrafı çekmedim değil:=)
14-Ve Antep'te son olarak gördüğümüz yer Masal Park.Pek bir özelliği yok şehre modern bir hava verilmiş bu park ile.Çocuklar için güzel bir alternatif olduğuna eminim.Söylediklerine göre de yaz aylarında o park dolup taşıyormuş.Zaten Antep'te yaz aylarında kimsenin evinde durmadığını herkesin dışarıda oturduğunu ve gece yarılarına kadar sokakta olduklarını söyledi herkes:)
Nihayetinde bir günümüzü dolu dolu geçirerek, bir daha kesinlikle gelmek üzere (en az iki gün kalmak şartı ile) Antep'ten ayrıldık.
Mutlaka yapın dediğim şeyler az çok yukarıda sıralı.Sadece zaman kalmadığı için Tahmis Kahvesi'ne gidemedim o içimde kaldı.
Katmer yemeden, baklava çeşitlerini denemeden dönmeyin.Ha bu arada Anteplilerin kahvaltı da vazgeçemedikleri Zahter'i de mutlaka denemenizi tavsiye ederim:)
Bizim bir sonraki durağımız Antakya idi.O biraz daha maceralı geçti.Az sonraaaaaa.
Bilgi oldukça iyi ve beni çok etkiledi. Bu makale oldukça derinlemesine ve konunun iyi bir genel bakış sağlar.
YanıtlaSilViyana Grup Turu Acentaları