Amazon Macerası

Eğer Güney Amerika gezisi planlıyorsanız, Amazon ormanları gezisi için bütçe ayırmanız muhakkak gerekiyor. Bu kadar zaman bulmuşken, bir daha ne zaman, nasıl buralara kadar gelip bu deneyimleri yaşayacağız değil mi?

Amazvon bölgesi Brezilya, Ekvador, Bolivya, Kolombiya, Venezuela, Guyana, Surinam, Fransız Guyanası ve Peru tarafından paylaşılan Dünyanın en büyük yağmur ormanları havzasıdır. Kapladığı alan yaklaşık beş buçuk milyon kilometrekare. Hal böyle olunca hangi ülkeden gitmek gerekir, ne kadar süre ayırmak lazım araştırmalarımıza başladığımızda öğrendiğimiz ve deneyimlediğimiz tüm bilgileri bu yazıda paylaşacağım.


Amazonlara nasıl ve neyle gidilir?

Hangi ülkede olursanız olun, Amazonlara ulaşmak kolay değil. İllaki bir uçak, sonrasında bot veya tekne yolculuğu yaparak Amazonlarda bulunan büyük şehirlere gelmeniz gerekiyor öncelikle.

Amazonları gezmek, bitki örtüsünü tanımak, hayvanlar, hava durumu, köyleri, orada yaşayan insanlar hakkında bilgi almak, bir iki gün de olsa deneyimlemek için tur satın almak gerekiyor. Buralar öyle elinizi kolunuzu sallayarak gidip, kendinizin keşfedebileceği yerler değil.O yüzden tur ve yerel rehber mutlaka şart. Hal böyle olunca fiyatlar da biraz yüksek oluyor.

Hangi ülkede gitmek gerekir?

Bizim araştırmalarımızda karşımıza çıkan, turların nispeten ucuz olduğu ve görülmesi gereken, deneyimlenmesi gereken yerler bakımından ülke olarak Kolombiya ve Peru öneriliyordu. Hatta Kolombiya'nın Amazon şehri olan Leticia'ya geldiğinizde buradan Peru Amazon bölgesine de geçip, Peru'ya buradan devam edebiliyorsunuz. (Aynı şekilde Brezilya'ya ya da.)

Brezilya ise Amazon bölgesi içinde en pahalı turlara sahip olan ülke. Zaten yeme, içmeyi de karşılaştırırsak bütçe bakımından Peru ve Kolombiya'ya göre epey pahalı kalıyor.

Biz Kolombiya'yı tercih ettik. Tercih etmemizin iki nedeni vardı. Birisi yukarıda bahsettiğim gibi turların nispeten daha uygun olması, ikincisi ise Kolombiya'da bulunduğumuz Kasım ayı sonu ve Aralık aylarının Amazon bölgesini hava nedeniyle gezebilmek için elverişli olması.


Planımız Nasıldı?

Öncelikle Kasım ayında Kolombiya'yı gezerken Amazonlardaki tur firmalarını araştırmaya başlamıştık. Hem yabancı gezginlerin bloglarını okuduk hem de Tripadvisor'da çıkan turların yorumlarına baktık. Hemen hemen tur içerikleri aynıydı. 5-6 firmaya mail atarak hem program, hem de fiyat talebinde bulunduk. Bu arada bu tarz turlarda fiyat isterken her zaman Avrupalı veya Amerikalı olmadığımızı, Türk olduğumuzu, bu gezi sırasında iki defa kur çevirdiğimizi belirterek pazarlık yaptık. Gelen fiyatlar oldukça pahalıydı. Çünkü hepsi dolara endekslemişti. En son Casa Gregorio diye bir firmadan fiyat aldık ve içlerinde gerçekten en avantajlı fiyat burası olduğu için bu firmayı seçtik.


Öncelikle Kolombiya'daki Amazonlara ulaşım için Kolombiya içindeyseniz uçakla Leticia şehrine gelmeniz gerekiyor. Leticia Kolombiya Amazonlarının başkenti gibi, her şeyin olduğu bir şehir. Gezilecek bir şeyi yok. Havalimanında Turizm vergisi alınıyor. Maalesef uçaktan inince bunu ödemek zorundasınız. Leticia, Amazon turu öncesi ve sonrası uğramanız gereken zorunlu bir durak sadece. Biz bu şehre gelerek, bir gece ormanlık arazide olan bir hostelde kaldık ve Amazonlara hazırlık yapmış olduk. Şehir merkezinden baya uzak olduğu için tek gece konaklama yapacaksanız burayı önermiyorum. Havalimanı-şehir merkezi arası mesafe biraz var. Taksi yerine, havalimanından çıkıp, biraz yolu yürüdüğünüzde daha uygun bir fiyata tuktuk çevirebilirsiniz.

Leticia klasik tropikal bir iklimin hakim olduğu, sıcak, nemli, sivrisineği bol, motorsiklet ve tuktuk kullanımının hat safhada olduğu, tehlikeli olduğu söylenen ufak bir şehir. Çok şükür bizim başımıza bir şey gelmedi ama hostel sahibinin uyarıları hala kulağımda. Gece tenha sokaklara girmemeye özen gösterin.


Biz tur ayarlamalarını yaptığımız sırada Casa Gregorio'nun kapasitesi sınırlı olduğu için yerleri çoktan dolmuştu. O yüzden tur tarihlerini bir gün kaydırmamız gerekti. Hal böyle olunca ilk aşamada tura dahil olan bir köye (Puerto Narino) kendimiz gidelim, bir gece orada kalalım dedik ve turu 3 gece, 4 güne indirdik. Bu arada Amazonları anlamak ve biraz deneyimlemek için en az 3 gün şart. O yüzden turlar 3 ile 7 gün arasında değişiyor.

Öncelikle şunu belirteyim bizim anlaştığımız firma aynı zamanda otel olan(lodge) Casa Gregorio Amazon ormanında bir köyde bulunuyor. İşleten kişi bir Amazon yerlisi olarak görünüyordu. Bir sürü farklı tur seçeneği olduğu için sizinki Leticia şehrinden sizi alıp, tekrar Leticia'ya bırakabilir. Bizim firma ise "kendin köye gelebilirsin" kategorisindeydi.

Amazon Macerası başlasın!

Leticia'da bir gün geçirdikten sonra, Leticia limanına gidip, köylere giden tekneye binecektik. Planımız ilk olarak turdan çıkardığımız ve kendimizin gidebileceği köye, Puerto Narino'ya gitmekti. Ama ilk şansızlığımızı burada yaşadık. Daha önce gidenlerin blog yazısını okumuştuk  ama hiçbiri biletin en az bir gün önceden alınmasından bahsetmiyordu!

Biz saat 10.00 civarı limana vardık ve ilk tekneyi beklemeye başladık. Günde 4 sefer vardı ve biz de ilkine binip, köye öğlen varırız diye düşünüyorduk. Bu arada limana bakıyoruz bilet filan alınabilecek bir gişe de yok. Herhalde teknede ödüyoruz diye düşündük.



Tekne geldi ve birden insanlar ellerindeki bavullarla sıraya girmeye başladı. Teknedeki görevlinin elinde bir kağıt, kağıttaki isimleri okuyarak içeriye almaya başladı. Bu arada bizden başka sadece 4-5 turist vardı bekleyen. Bu ulaşımı kullanan %98 oranında köylerde yaşayan yerliler. Çünkü teknenin güzergahında  bir sürü köy var ve bu insanların şehre gidebilmeleri için tek yol bu tekneler. Biraz bekleyelim ve sonunda gidip soralım dedik. Sona yaklaştığımızda sorduk ve teknede yer olmadığını, ofislerinden bilet almamız gerektiğini söyledi. Böylelikle ilk tekne kaçmış oldu. Bir sonraki tekne iki saat sonraydı.

Sonrasında eşim ofisi buldu ama o gün tüm teknelerin dolduğunu ve bilet olmadığını, anca yarına bilet bulabileceğimizi söylemişti görevli. Sonrasında ne yapsak, ne etsek diye düşünürken beklemeye karar verdik. Çünkü ilk tekne için bizim gibi bileti olmadığını düşündüğümüz İspanyol çifti görevli en son tekneye almıştı. (daha sonra o günün akşamında aynı köyde aynı evde kalacakmışız da haberimiz yokmuş :))


Bir sonraki tekne için de maalesef başarılı olamadık. Görevli yer yok diye bizi almadı. Yılmadık iki saat daha bekledik. Sonrasında sanırım 14.00 teknesiydi. Artık buna da yer bulamazsak bu köy gezisini iptal edip, bir sonraki güne bilet alıp, Casa Gregorio'nun bulunduğu köye gidecektik. Neyse efendim duruma o kadar gıcık olduk ki yarım yamalak İspanyolcamla tekne geldiğinde yüzü hiç gülmeyen ciddi görevli ablaya durumu anlattım. Saat 10.00'dan beri burada beklediğimizi, önceden bilet alınması gerektiğini bilmediğimizi, köyde rezervasyonumuz olduğunu ve bu tekneye binmemiz gerektiğini söyledim. Tamam bekleyin, haber vereceğim dedi. Önce tüm biletlileri yerleştirdi. Sonra en sonunda bize "gelin" diyerek, bizi tekneye aldı. Meğersem tekneye bu son alınan biletsizler tabure üzerinde teknenin ortasında yolculuk yapıyorlarmış 😀Aslında kurallara aykırı bir durum. Çünkü bu tekneler/ botlar su seviyesine çok yakın ve Amazon nehri durgun bir suya sahip değil. Batma veya devrilme riskine karşı herkes şişme yelek giyiyor. Biz bindiğimizde bize bir şey verilmedi tabi. Neyse Türke bir şey olmaz deyip, 2 saat sürecek olan yolculuğumuza başladık.

Yer yer dalgalar arasında ilerleyerek, uçsuz bucaksız görünen Amazon nehrini seyre daldık. 6-7 farklı köyde durarak yolcu indiren tekne, giderek boşalmaya başlamıştı bile. Bir saat sonunda normal koltuklara oturabildik. İkinci saatin sonunda köye varmıştık.

Köye indiğimizde, iskelede "turizm" adı altında köye ayak bastı parası alıyorlar. Bu nerden çıktı derken, parayı ödemek durumunda kalıyoruz. Çünkü burası koruma altında ve her gelen turistten para alarak bir gelir yöntemi elde etmişler. Sonra ismim yazılı bir kağıt görüyorum bir gencin elinde. "Allah allah ne alaka" derken az ingilizcesiyle bizim konaklayacağımız evin sahibinin bu çocuğu bizi karşılaması için gönderdiğini öğreniyoruz.

Öncelikle airbnbden odasını kiraladığımız eve gidip ev sahibi ile tanışıyoruz ve eşyaları bırakıyoruz. Allahtan havanın kararmasına daha var en azından çevreyi gezebilmek için yeterli zamanımız var. Sabah ilk tekneye binen İspanyol çifti görüyoruz meğersem onlar da burada kalacaklarmış, diğer odayı tutmuşlar. Tanışıp, sonrasında biz yemek için dışarıya çıkıyoruz. Sabahtan beri ağzımıza lokma girmemiş:( Açıkçası köyün bir olayı yokmuş, bir hayal kırıklığı oluyor bizim için. 

Bu köy ekolojik olarak önemli, koruma altında ve hiç motorlu araç yok.(Motorsiklet dahil) Zaten ufacık, 5-6 sokağı olan bir yer. Burada acı bir gerçekle daha karşılaşıyoruz köyde wifi yok. Yalnızca 30-60-90 dk  para karşılığında alabileceğin şifreli bağlantılar mevcut ve sadece köy meydanında çekiyor. 
İnternet bir sonraki gün Casa Gregorio'ya gidebilmek ve oradaki yetkili ile iletişime geçebilmek için bize lazım. Burda da maalesef ikinci sıkıntımızı "iletişim" de yaşıyoruz. Akşam saati olduğu için, tüm gün de dışarda olduğumuzdan dikkat etmemişim telefonumun şarjı direk sıfırlandı. O yüzden o akşam iletişime geçemedik. Ertesi gün sabahtan bu ücretli internet satılan yere gidip, bir saatlik bağlantı alıp, öyle halledeyim dedim ama onda da yarım saat internete bağlanmadı. İleticilerde problem olduğunu söyledi çocuk. O arızanın gitmesini bekledim ve sonrasında bağlantı geldiğinde hemen Casa Gregorio'ya yazdım. Allahım cevap gelmedi. Bizi nasıl, ne şekilde alacaklarını söylememişlerdi. Sadece bizden o köyde hangi otel veya airbnb evinde kalacağımızın bilgisini almışlardı o kadar...

3 saat boyunca stres ve sıkıntıyla geçti... Yazdığım mesajı bir türlü görmemişti tur firması. Bu sürede iki kere de bağlantı satın aldım. Bu arada ev sahibinin telefonundan aramayı deneyelim dedik adamın kontörü yokmuş. Sonra telefon edebileceğimiz bir yer aradık o arada derdimizi de anlatmaya çalışıyoruz. Hat satan bir bakkal bulduk ve telefon edeceğimizi söyledik. Sonra bu bakkalın karşısında bulunan evin sahibinin de tur yaptığını ve bizim gideceğimiz  köye gittiğini söyledi. Onunla iletişime geçin, o halleder dedi. Bu sefer o evin kapısını çaldık ama malesef açan olmadı.


Artık saat öğlen 12.00 olmuştu. Bizim sinirler iyice gerildi. Son bir kez internet satın alıp, mesaj gelmiş mi diye bakayım dedim. Sonrasında yüzlerimiz güldü. Turun yetkilisi sabahtan beri toplantıda olduğu için anca görmüş. Elemanlarından birini göndermiş ve sizi şurada bekliyor dedi... O arada kapısını çaldığımız tur yapan kişi bizi buldu ve derdimizi anlattığımızda siz burda bekleyin ben elemanı buraya getireceğim dedi. Meğersem o da tur sattığında Casa Gregorio ile işbirliği yapıyormuş. O yüzden elemanlarını tanıyormuş.

Çok şükür en sonunda elemanla buluştuk ve çantaları kaldığımız evden alarak tekneye bindik. Yaklaşık 30 dakikalık bir yolculuk sonrası çileli saatlerin ardından Amazon Ormanları derinliklerinde bulunan Amayacu köyüne varmış olduk. 

Köye geldiğimizde bizi sarışın, mavi gözlü bir abla karşıladı. İlk şaşkınlığım bu oldu çünkü biz yerli bir firma olduğunu düşündüğümüz için burayı tercih etmiştik. Odaya yerleştik ve sonrasında tanışma faslına geçtik. Meğersem abla Hollandalı imiş. Yıllar önce üniversitede yazdığı tez gereği karıncaları araştırıyormuş ve sonra kendini Kolombiya'da, Amazonlarda bulmuş. Kolombiya'daki üniversite hocası bu köydeki yerlilerden biri olunca aralarında bir ilişki başlamış ve Kolombiya'ya yerleşmiş. Sonrasında birlik olarak köyde bu ufak işletmeyi kurup, kadının da ingilizcesi ve çevresi sayesinde Amazon'larda tur yapmaya başlamışlar.

Amazon Turu içeriği Nasıldı?

Bu işletmede şöyle bir şey güdülmüş. Her deneyim size özgü oluyor. Aynı anda kalacak kişi sayısı 12 ama gün içerisinde her kişi veya grup ayrı ayrı tura götürülüyor. Tek kişiyseniz tek kişi gidiyorsunuz. Bazen gruplar kaynaştığı için aynı tura gitmek istiyorlar ama genelde gruba veya kişiye özgü oluyor turlar.
Tur rehberleri köyden, doğma büyüme oralılar. Hepsi her konuda bilgili ve deneyimli. İspanyolca oluyor rehberlik. Eğer çat pat İspanyolcanız varsa anlaşılıyor. Çünkü çok düzgün ve yavaş konuşuyorlar. İngilizce rehberli isterseniz de her dönem çalıştıkları orada kalan yabancı biri oluyormuş o da yerli rehberlerin dediklerini çeviriyor zaten. Akşam merak ettiğinizi Hollandalı ablaya sorabiliyorsunuz, o anlatıyor. Buradaki turizm de yaklaşık 6 ay yapılabiliyor. Yağışlı mevsim olan ilkbahar ve sonbahar mevsimleri arasında burası kapalı.


Bizim tur içeriğimiz şöyle idi. Geldiğimiz gün 2 saat kadar köyü gezmek, köyde yetişen ürün ve meyveleri gözlemlemek, ordaki yerel insanların nasıl yaşadıkları ile bilgi almak ve çevrede ne gibi faaliyletler olduğunu anlamak. Burası artık modern bir köy. Elektrik ve doğal su var. Herkeste cep telefonu ve evlerde genelde TV var. Herkes kot, tshirt giyiniyor. Yerli kıyafetler içerisinde olan ve yerli kültürü ile yaşayan artık oldukça az. Onlar da turistik köyler olmuşlar ve fena paralar istendiği için biz tercih etmedik. En azından doğal bir köy gördük diyelim:)


Bir gün Amazon nehrinde ilerleyerek bitki örtüsünü ve su seviyesinin nasıl değişken olduğunu gözlemledik. Gerçekten balta girmemiş ormanlara yerli rehber eşliğinde gittik ve yürüyüşler yaptık. Kuş gözlemi yaptık fakat şans işi olduğu için  kuş göremedik ama seslerini çok duyduk. Tukan görmek istiyorduk en çok ama nasip değilmiş. Ormanda gezmek inanılmaz bir deneyim. Filmlerde gördüğümüz gibi ama her an karşına bir sürpriz çıkacağından da endişeleniyorsun. Biz bir gün taze puma ayak izi gördük. Kendisi ile karşılaşmak istemezsiniz.



Bir gün Peru tarafına geçtik. Ordaki ormanlarda yürüyüş yaparak, bir kaç hayvan gördük. Meşhur tembel hayvanı görürüz diye çok heyecanlandık ama kendisi ağaçların en tepesinde uyuduğu için sadece kıçını görebildik. Peru tarafında gittiğimiz köyde Macaw papağını yaşadığı için bol bol onlardan gördük. Sivrisinek ormanına gittik ve o gün resmen 20-30 yerimden ısırılışımla geri döndük. 

Bir akşam köyde gece yürüyüşü yaptık. Köyde yaşayan ve çoğunlukla gece çıkan kertenkele, çekirge türlerini ve tarantulaları gördük.



Son gün ise biraz amazon nehrinde tekne ile gezip sonra nehirde Piranha avlayacaktık ama tam avlanmaya doğru dönerken bir yağmur bastırdı, şiddetini size anlatmam imkansız. Üzerimizde yağmurluklar olmasına rağmen yine ıslandık ve köye geri dönmek durumunda kaldık.





Gezi sonunda açıkçası inanılmaz deneyimler yaşamadık. Maalesef hayvan ve kuş görme isteği ile bu turu gerçekleştirmek istemiştik ama hayal kırıklığı oldu. Sadece Amazon ormanlarını yıllardır duyup, içerisinde 3 gün de olsa yaşamak güzel ve farklı bir deneyimdi. Şansssızlık işte...


Bu arada oraya gelen turistlerin hepsi Avrupalı idi. Bizim kaldığımız günler boyunca farklı 3-4 grup geldi ve hepsi Almanya, Avusturya, Hollanda veya İngiltere'dendi. Bizim Türkiye'den geldiğimizi duyan baya şaşırıyordu çünkü Türk gezginleri oralarda görmeye alışık değiller. Hollanda'lı abla ile bu coğrafyada az rastlanan Türk gezginleri konusuna değindik. Tam Kasım- Aralık aylarında Türkiye'nin güney sınırında sıkıntılar yaşandığı için Türklerin seyahat edemediğini, iç savaş tehlikesi nedeniyle yerlerinden kıpırdamadıklarını düşünüyormuş. Ben de gülerek yok abla ne iç savaşı, siz çok yanlış anlamışsınız konuyu dedim. Gel sana neden Türklerin çok gezemediğini anlatayım dedim ve ekonomik kriz, TL'nin Usd karşısında değer kaybetmesi, Tr'deki maaşların düşüklüğü ve seyahat özgürlüğünün diğer ülkelerdeki kadar rahat olamaması(döndüğünde iş bulma garantisi olmaması vb.) ve en önemlisi böyle bir yolculuk için Avrupalı kişinin bir sene para biriktirerek rahatça 6 aylık geziye çıkabilmesi karşısında Türklerin en az 5-6 yıl çalışması gerektiğini epey anlattım. Kendisi ağzı açık dinledi. Ve son olarak en basiti ben gezebilmek için para birimini iki kez değiştirmek, para çevirmek ve bu arada kaybettiğim kuruşları hesaplamak zorundayım dedim. Çok şaşırdı :(

Amazon'da yaşam nasıl?


Kaldığımız yer öyle lüks bir yer değildi. Zaten bu bölgeye geliyorsanız lüks beklentiniz olmayacak. Özel banyosu olan oda çok azdı ve çoğu ortak banyo kullanıyordu. Su ise burada her evin üstüne yerleştirilmiş kocaman variller vasıtasıyla evlere geliyor. Variller de yağmur yağdıkça doluyor. Ufak bir filtre ile temiz su elde ediliyor ve musluktan su içilebiliyor. O yüzden banyo yaparken veya mutfakta yemek yaparken suyu idareli kullanmanız gerekiyor. Çamaşırı evde yıkamak yasak. Böyle bir ihtiyacınız varsa nehre gidip, nehirde yıkamanız gerekiyor. Yemek konusuna gelirsek, yemekler 3 öğün olarak tura dahildi o yüzden biz bir kaç atıştırmalık dışında yanımıza bir şey almadık. Arada atıştırmalık ve meyve de var. Gün içerisinde bunları rehberlerimiz bizim için getiriyordu. Gece yatarken her daim sineklikle yatmak zorundasınız yoksa sinekler her yerinizi inanılmaz yiyor. Böcek veya sinek alerjisi olanların bu geziden uzak durmasında fayda var. Bunlar dışında bol bol su tüketmek gerekiyor. Gündüz aşırı sıcak ve nemli. Farketmeden susuz kalıp, bayılabilirsiniz. Gezide her daim uzun kollu ve uzun pantolonlar giymekte fayda var. Hatta mümkünse kalın şeyler giyin çünkü her türlü ısırıyorlar. Bu arada sinek ilacı olmazsa olmaz ama bizim yaptığımız hatayı yapıpta Türkiye'den getirmeyin. Çünkü Tr'de yaşayan sivrisineklerle oradaki sivrisinekler aynı değil. Daha etkili bir koruma olması açısından Kolombiya'da veya gittiğiniz ülkeden almanızda fayda var. Benim mesela bir gün göz kapağımdan ısırmışlardı 2 gün gözüm şiş gezdim :(


Yerli halka gelecek olursak evleri ahşap ve palmiye ağaç yapraklarından yapılma. Minimum eşya ile yaşıyorlar. Evlerin çoğunda yatak yerine hamak var. Yatak olsa bile yer yatağı var. Gündüz toplanıyor, akşam seriliyor. Yerli halk cana yakın ve güleçti. Turist diye sizin peşinizde koşan veya para isteyen insanlar yoktu. Bu arada Kolombiya'da genel olarak fazla çocuk yapmak makbul. Köylerde de durum böyle idi. Köyde okul var. İlkokula kadar bu okula gidiyorlarmış, sonra taşımalı sistemle en yakındaki büyük köye gidiyorlar. Çamaşırlar nehirde yıkanıyor. Çoğu insan nehirde banyosunu yapıyor. Hatta yağmur yağdığında banyo yapmak daha kolay olduğu için bir sürü insan nehirde banyosunu yapıyordu.



Yiyecek konusuna gelirsek köyde bir çok ürün ve meyve yetişiyor ve tüm köye yetecek kadar da ürün var. Hasat yapılıyor ve köy halkına dağıtılıyor. Amazon nehrinde balık tutuyorlar ve balık da hem taze hem kurutulmuş olarak tüketiliyor. Ananas, mango, muz köyde çok fazla yetişiyor. Biz de gezerken dalından koparıp, güzelce yedik :) Köyde ufak bir bakkal haricinde başka bir şey yok. En yakın büyük köylerden evlerde yapamadıkları ihtiyaçlarını alıyorlar. Köylere gıda ve temizlik ürünleri de botlarla Leticia’dan sağlanıyor. O yüzden mesafe nedeniyle fiyatlar şehre göre bir tık daha pahalı.

Amazonlara giderken ne getirmeli?

*Olmazsa olmaz sivrisinek koruyucu, gittiğiniz ülkeden alın mutlaka.
*Gece yürüyüşü için kafa lambası
*Gündüz orman derinliklerinde gezerken uzun kollu, mümkünse kalın ve teri emen sentetik tshirt veya ince mont. aynı şekilde alt için kalın yürüyüş pantolonu.
*Sizi yormayacak bir ayakkabı veya yürüyüş botu. Fakat bizim turda uzun lastik çizme verildi. Hayat kurtarıcı çünkü orman yürüyüşlerinde hemen hemen her yer balçık olabiliyor.
*Su şişesi
*Güneş için kesinlikle şapka ve güneş gözlüğü,
*Yanınıza bol bol tshirt ve iç çamaşırı getirin. Çünkü gün içerisinde terden sırılsıklam olunuyor ve hızlı kuruyan bir şeyleriniz yoksa o nemde kuruması çok zor oluyor.
*Her gün aniden bastıran yağmura karşı uzun ve sağlam yağmurluk. Bunu bizim tur firması sağlamıştı.
*Fotoğraf makinesi

Alternatif Amazon gezisi: İllaki buraları göreyim ama tura param yok diyorsanız önerim Leticia'da yine aynı bota sabah binip Puerto Narino köyüne kadar gitmek(en son durak orası çünkü) Köyde 1-2 saat vakit geçirip aynı gün botla dönmek olabilir. Mutlaka bot saatlerine bakın. Dediğim gibi karşılıklı olarak günde 4 sefer bazen 3 sefer oluyor. Ya da gün içerisinde Peru tarafına geçip bir kaç saat geçirip yine botla dönebilirsiniz Leticia'ya.

Maliyet ne kadar?
(Fiyatlar iki kişi dahil)

*Bogota- Leticia uçuşu: 116 Usd
*Leticia Havalimanı Turizm vergisi: 18 Usd
*Havalimanı-Şehir merkezi tuktuk: 1,4 Usd
*2 gece Leticia konaklama: 20 Usd
*Amazon tekne ulaşım(gidiş&dönüş): 33 Usd
*Puerto Narino köyü giriş ücreti: 5,5 Usd
*1 gece Ekolojik köyde konaklama: 18 Usd
*3 gece 4 gün Amazon tur paketi: 385 Usd
*Yemek vs diğer harcamalar: 15 Usd

5 günlük Amazon gezisinin toplam maliyeti: 612 Usd


Velhasıl yine de güzel ve ilginç bir deneyimdi. İki farklı kuşta görseydik tadından yenmezdi ama kısmet bir gün tekrar Amazonlara gelirsek, Peru tarafında bir deneyim yaşamak :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Norveç'i ucuza çıkarmanın yolları

Küba Nasıldı?

Güney Amerika Kıtası Hazırlık Rehberi