Bir Kış Masalı, Kars'a yolculuk

Geçtiğimiz sene bir blog yazısı okurken Kars'ın kış mevsimindeki güzelliğini keşfetmiştim. Evet Türkiye'nin doğusunda olması nedeni ile Kış şartlarının çok çetin geçtiği bilgisini zaten yıllardır televizyonlarda görüyordum.Aklımda karların altından çıkan Rus işgali sırasında inşa edilmiş mükemmel binalar kalmış. Geçen seneden beri kafama takmıştım mutlaka kış mevsiminde gitmeliydim Kars'a. Malum İstanbul'da yıllardır kış bile olmuyor. Fena mı bir kaç gün kış mevsiminin nasıl bir şey olduğunu hatırlamak için güzel bir fırsat olacaktı Kars.


Azgezmiş fotoğraf&gezi grubunu 3 senedir takip ediyorum ve sadece  3 gezisine gidebildim. Kars gezisini açıkladığında Zehra, hiç düşünmeden geliyorum dedim. Gezi 3-4 ay önce açıklandığı için finanse edebilmek daha kolay oluyor, uçak biletlerini daha uyguna bulabiliyorum. Bu da öyle oldu. Uygun bir ücret karşılığında 4 günlük geziyi finanse edebildim. Uçak biletini ise arkadaşımın millerini bana çok uygun vermesi sebebi ile 80 TL'ye aldım :) (Normalde 200 TL idi bilet)

Kars'ın turizm bakımından mevsimi kış.Bizim gibi fotoğraf çekmeye gelen gruplar son 2 yıldır olukça fazla.Ben de bu sene çok fazla üye olduğum gruplardan ''Kars gezisi'' başlıklı mail aldım.Artı Sarıkamış kayakçılar tarafından oldukça popüler.Hafta sonu kaymaya gelen İnsan epey oluyormuş ki bizim uçağımızda bir dağcılık kulubünün kayak organizasyonu için Kars'a giden yaklaşık 60 kişilik grubu vardı.

Evet Kars'ı anlatmaya başlayalım.Kars'ın tarihini bir tıkla her yerden bulabilirsiniz.Burada yazdıklarım kişisel deneyimlerimden, gözlemlerimden oluştuğu için ben bunlardan bahsedeceğim.Belirgin iki özelliği Türkiye'nin en yüksek rakımlı iline sahip olması (yaklaşık 1750 m) ve Ermenistan sınırında bulunması aklınızda tutmanız gerekenlerden. Kaşar'a ise sonra değineceğim :)

İstanbul'dan sorunsuz şekilde 2 saatlik yolculuk sonrası havalimanına indik. Güzel ve yeni yapılmış bir havalimanına iniyorsunuz bu arada.Karşılıklı olarak sadece Ankara ve İstanbul'a seferler var günde 2 defa. Havalimanından çıktık ve soğuk bize ''hoşgeldiniz'' dedi. Sanırım 4 gün boyunca gündüzleri -3, -8 derece, geceleri ise -10,-15 derece civarındaydı hava sıcaklığı. Şanslıydık normalde 2 katı soğukluk oluyormuş kış aylarında. Bu sene mevsimleri orada da yaşayamıyormuş halk.

Aracımız bizi beklediği için hemen araçlara yöneldik.Ama siz kendiniz gidiyorsanız korkmayın her havalimanında olduğu gibi burada da servisler var. Ardahan'a, Sarıkamış'a veya Merkez'e belli bir ücret karşılığında götüren servisler var.Merkez 5 TL. (Dönerken kullandım) Taksi kullanacağım diyorsanız 30 TL'yi 15 dk'lık yol için gözden çıkarın derim.

Evet o kadar yer gezdim havalimanı ve şehir merkezi arasında en az mesafe olan yer Kars oldu. 10-15 dk'lık bir mesafe var. Hemen Kars'ın merkezinde olan otele yerleşiyoruz. Ani Kent Otel'i şiddetle tavsiye ederim. Hem konum, hem fiyat, hem temizlik, hem de yardımsever personeli sayesinde çok memnun kaldım.Yolum düşerse eğer bir gün yine Kars'a, tercih edeceğim tek yer olur. Eşyaları yerleştirdik ve hemen kenti gezmeye başladık.

Gideceğiniz yerleri daha kolay bulmanız açısından bir şehir haritası tavsiye ederim.Otelden biz ücretsiz edindik.Bölge hakkında az çok fikir sahibi oluyorsunuz. Arkasında ise bölge hakkında yeterli bilgiler bulunmakta. Hoş ben her gezi öncesi gideceğim yerler hakkında okurum, araştırırım.Nerede ne yenir, ne içilir, nereler vardır sorularını cevapsız bırakmadan gitmem :)

Gezmeye Kars Kalesi civarından başlıyoruz.Zaten Merkez'de gezilecek yerler birbirine oldukça yakın.Yarım günde hepsini gezmeniz mümkün.Sokakları, Ruslardan kalan binaları daha detaylı incelemek ister, her sokağa gireceğim ben derseniz 1 tam gününüzü merkez için ayırabilirsiniz.

1-Kale altındaki bölge; İngiliz Köprüsü, Kalıntılar.




2-Görkemli Kars Kalesi; Kars yıllar boyunca sayısız devletin, uygarlığın saldırısına uğramış, sayısız medeniyete kollarını açmış bir memleket. Kale ise defalarca kuşatılmış, bozguna uğratılmış, yeniden yapılmış, yeniden onarılarak bugünlere gelmiştir.Hikayesini bir yerlerden okurken veya dinlerken şaşırabilirsiniz, çok fazla kuşatılmış. Rus hakimiyeti sonrasında ise maalesef orjinalliğini yitirmiş. Kale'ye çıkmak zor değil. 10-15 dk'lık bir yürüyüş ile çıkmak mümkün.Bizim gibi Kış mevsiminde gidiyorsanız sadece dikkat etmeniz gereken buzlu kaygan yollar olacaktır.Kale'den tüm şehri bir çırpıda görebilirsiniz.Hava da güzel ise güzel bir gün batımına denk gelmeniz mümkün.Biz çıktığımızda oldukça soğuk ve rüzgarlı bir hava hakimdi. Kale içinde dinlenme amaçlı bir kafe yapılmış.Çay, gözleme, tost vb. şeyler yiyip, içebilirsiniz. Giriş ücretsiz.





3-Kale yolu üzerinde göreceğiniz Kümbet Cami, eski adı ile Havariler Kilisesi.İşte bu yapılar Ermeni mimarisi oluyor ve Doğu'da bir çok ilde bu mimariyi görmeniz mümkün.Meşhur Bagratlı Krallığı döneminde inşa edilmiş. Bagratlıların diğer eserlerini görebileceğiniz Ani bölgesinden de başka bir yazıda bahsedeceğim.Tarihi boyunca sürekli değişim geçirmiş olan bu yapı günümüzde cami olarak kullanılmakta.Fakat yerel rehberin verdiği bilgiye göre günde iki defa ezan okunup, cemaat gelirse namaz kılınıyormuş.Çünkü hemen yanında koskocaman bir cami zaten var ve cemaat oraya gidiyormuş.


4-Kümbet Cami önünde bulunan III. Murat döneminde inşa edilen Taş Köprü.

5-Aynı bölgede bulunan tarihi hamamlar.Bunları gezme fırsatı bulamadım ben maalesef. Artık bir daha ki sefere.

6-Bölgede bulunan tarihi camiler; Evliya Cami-Kaleiçi Mahallesi, Yusufpaşa Cami-Yusufpaşa Mahallesi, Fethiye Cami- Ortakapı Mahallesi. Fethiye hariç diğer iki camiyi dışarıdan gördüm.Zaman çok kısıtlı idi.Fethiye Cami ise Rus işgali sırasında Orotodoks Kilisesi olarak inşa ediliyor. Daha sonra Kars fethedildikten sonra onarılarak cami olarak kullanılmaya başlanıyor.(Minareler bu aşamada ekleniyor.) İnanılmaz güzel bir baltık mimari örneği burası.Kesme taşlar bir yana binada mükemmel bir işçilik var.İşte artık böyle yapılar göremeyeceğimiz için olanların kıymetini bilsek çok güzel olacak.


Fethiye Camisi Kilise iken 

Fethiye Cami Şu an ki hali






7-Kars Müzesi: Burayı da maalesef gezemedim.

Defterdarlık Binası




8-Gelelim Rus işgali sırasında Ruslar tarafından yapılan güzel binaların bulunduğu sokaklara. Kars'ın esasında 3 ana mahallesi var yukarıda 6. maddede bahsettiğim gibi. Bu mahallelerde şu an devlet ve askeri kurumlar tarafından kullanılan binaları görmek mümkün.Çoğu restorasyon geçirmiş, bakımlı. Orjinalliğini koruyanlar var, bir kısmını yitirenler var. Şu an ise çok sayıda alt kısmı Rus yapımı, üst kısmı Türk beton yapımı bina görmek de mümkün. (Bakınız Milli Eğitim Müdürlüğü binası) Ama aralarda sahipsiz olan, sadece koruma altına alınıp kaderine terk edilen bina da oldukça fazla. Bazıları ise şahsi ev olarak kullanılıyor.Sahipleri kim acaba gerçekten içlerini görmek isterdim.Çünkü dışarıdan çok güzel görünüyorlar.




Geceleri ise bu binalar ışıklandırıldığı için ayrı güzellikte. Fotoğrafa ilgiliyseniz benim gibi, uzun pozlama sayesinde de güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Hoş bagaj olayı ile uğraşmamak için tripodu getirmedim ben. Zamanında inşa edilen bu binalarda şu an defterdarlık, belediye, milli eğitim bakanlığı, konsolosluklar, çeşitli ilkokul veya Anadolu liseleri gibi kurumlar bulunmakta. Binalarda ilk dikkati çeken şey taş işçiliği.

Öğrendiğim kadarıyla Ruslar, Hollanda'dan getirdikleri mühendislere bu binaları Baltık tarzında ve mazgal sistemi şeklinde (birbirini dikine kesen sokaklar) inşa ettirmişler. Kale içi dediğimiz bölgeye hiç dokunmamışlar, bu binaların hepsi bahsettiğim mahallelerde yapılmış. ''Peç'' denilen sistem kurulmuş binalarda, Peç, uzun ve soğuk kış günleri için duvarların içinden geçirilen boru sistemi oluyor. Böylelikle binalar kolaylıkla ısınıyor.

9-Bunlar dışında Kars'ta ilgi çekici pek bir şey yok.Bu binaların, tarihi eserlerin yanında derme çatma gecekondular, beton yığınları, yerli esnaf dükkanları (bol tabelalı) görmek mümkün. Bu eserler olmasa gerçekten mistik diyebileceğim hiç bir şey yok Kars merkez'de.

10-Yesek içsek kısmında ise geceleri Kars kültürüne göz atmak babında türkü barlar vs. varmış.Bizden bir grup gitti.Şahsen çok sevmediğim için ben gitmedim. Kars Store adında bir şarap restaurantı var. İç mekan yöresel olarak döşeli ayrıca canlı müzik olan bir yer.Fiyatlar ise epey pahalı.İstanbul'dan farkı yoktu.


11-Kars denilince akla Kaz gelir demişlerdi.Porsiyonu 50 TL dediler, yemedim.Hoş yiyecek vakit de yoktu.Programımız baya sıkışıktı.Son gün serbest zaman olduğu için son gün yeriz denildi ama ben gruptan ayrı olarak sabah uçağı ile döneceğim için tatma kısmına kalamadım.Açıkçası çok da merak etmiyordum.Et olayında dana-öküz eti haricinde olan etlerle aram çok iyi değil.


12-Kars'ın ayrıca Ruslardan yadigar alan gravyer peyniri meşhur. Büyükbaş hayvancılıkla ağırlıklı olarak geçimlerini sağladıkları için et ve süt ürünleri de epey meşhur.Merkez'de bir çok peynir dükkanı göreceksiniz. Büyük Zavotlar ve Ariş en ünlüleri. Kaşar peyniri ve gravyer almadan dönmeyin. Eski kaşarın kilosu 17 TL, Gravyer'in ise 30 TL. Bal da oldukça meşhur ve saf olduğu söyleniyor. Ufak kavanozu 20 TL idi.


13-Son olarak meşhur Doğu Ekspresi'nin durağı Kars Tren Garı. Malum bizde bakım-onarım çalışmaları var. Tren, hayatımın bir bölümü ile özdeşleştiği için çok seviyorum. Gara gidince daha iyi anladım bunu.Umarım bir gün Doğu ekspresi ile de buralara gelebilirim.



Merkez hakkında söyleyeceklerim bu kadar.Yürüme mesafesinde olduğu için her yeri rahatlıkla gezebilirsiniz.Kısaca izlenimlerim Kars'ta inanılmaz bir sefalet var. Gitmeden önce okuduklarıma hak verdim.İnsanlar merkezde bir nebze daha iyiler. Kış mevsiminde canlanan turizmi fırsat bilerek ne kazansak kardır diyerek yerli&yabancı turistleri kazıklamaya çalıştıkları da aşikar. Batı'ya ise oldukça fazla göç var.Malum geçim kaynakları çok kısıtlı ve devlet desteği de görmedikleri için İnsanlar ne yapsın. Yaptığımız köy gezilerimizden bahsedeceğim ilerleyen yazılarda. O zaman gerçekten sefaleti fotoğraflarda göreceksiniz. Güzel bir turizm stratejisi ile buraya daha fazla ilgili İnsanlar çekilebilir. Ama Kars halkını da bu konuda bilinçlendirmek önemli.Ben gitmeden önce çevremde ''Aaa neden kars, ne var ki orada? Gerçekten bilmiyorum.'' diyen çok fazla İnsan vardı. Belki yazılarımı, fotoğraflarımı gören olur da, birilerinin gitmesine nail olurum diye işte bu blogu tutuyorum :)


Son olarak mevsim kış, içlik giymeden gitmeyin!

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Norveç'i ucuza çıkarmanın yolları

Güney Amerika Kıtası Hazırlık Rehberi

Saraybosna