Mostar ve Çevresi
8 günlük gezide en beğendiğim hatta aşık olduğum şehir Mostar oldu. Yıllardır fotoğraflarını gördüğümüz o güzel Mostar köprüsünü orjinal hali ile görmek nasip olmadı fakat inanın bana yeni hali ile de orjinaline oldukça yakın. Hiç bir şekilde ''yeni'' olduğu anlaşılmıyor.
Biz Mostar'a Saraybosna'dan geçtik. Ulaşım konusunda iki alternatif var. Biri tren diğeri ise otobüs. Otobüs ve tren garı yan yana zaten. İki gara da Saraybosna merkezden taksi ile ulaşabileceğiniz gibi (8-9 km arası tutuyor) 3 nolu tramvaya bindiğinizde Amerikan konsolosluğu önünde (Hatta karşısında koskocaman şu an kapalı olan bir müze ve savaş temalı bir sergi binası var) inip hemen konsolosluk yanından yukarı doğru yürüyeceksiniz. Sağda garları göreceksiniz. (1,6 KM tramvay) Taksi ile 5 dk. tramvay ile giderseniz 15-20 dk arası bir sürede ulaşabilirsiniz. Çünkü tramvay epey yavaş gidiyor ve bir 5 dk da yürüme mesafeniz olacak.
Tren bir sabah ve bir akşam olmak üzere günde iki sefer olarak var. Otobüs ise sanırım her saat başı var. Mostar'a giderken tren ile gittim, Saraybosna'ya dönerken ise otobüs tercih ettik. Tren bileti 11 KM, Otobüs ise 18 KM. Tabi tren otobüse göre biraz daha yavaş. Ortalama ulaşım süresi 2-2,5 saat sürüyor Saraybosna'dan Mostar'a.
Akşamki tren seferi ile gittiğimiz için sadece yatıya gittik gibi bir şey oldu ilk gün. Yine Hostel World'den ayarladığım süper aile pansiyonunda 2 gece geçirdik. Sahibi Deny sağolsun 2 kere mailleşmemizde bana ''ne zaman geleceksiniz, sizi alayım.'' demişti. Ben de son gün program belli olduğu için ''akşamki tren seferi ile geleceğiz. Sanırım 22.00'a doğru oluruz.'' dedim. Tren yolculuğu keyifli geçti. 3 kompartımanlı 80'lerden kalma çok eski bir trenle yolculuğumuzu güzel dağlar, ovalar eşliğinde gerçekleştirdik. Tren istasyonuna geldiğimizde bir çocuğun elinde adımın yazılı olduğu kağıdı görünce ''İnanmıyorum'' dedim:) Deny bizi ve komşu hostelde kalacak 2 çocuğu almaya gelmişti. Kaldığımız hostel; Denys Room. Geceliği 7,5 euro'ya süper temiz, güvenli, merkezde olan bir hostelde kaldık daha ne olsun:)
Deny ile hostele geçip, sohbet etmeye başladık. Mostar'dan, gezilecek yerlerden, neyin nasıl olması gerektiğinden, bizim seyahatten, Türkiye'den, İstanbul'dan bahsetmeye başladık. Konu gezmek istediğimiz yerlere geldi. Deny de gitmek istediğimiz yerlere kendi imkanlarımızla çok zor gideceğimizi sadece Blagaj'a minibüsle gidebileceğimizi, diğer yerler için en iyi çözümün tur olacağından bahsetti. Yaz mevsiminde günübirlik çok tur yapan firma varmış. Ama şu an mevsimi olmadığı için kendisinin 25 EURO'ya götürebileceğini söyledi. Gezeceğimiz 4 yer vardı ve en uzak mesafe Mostar'dan 1,5 saatlik uzaklıktaki Poçitel idi. Düşününce hem zaman kaybı, hem de boşuna çile çekmek olacaktı kendimiz yapıyor olsaydık. Tur teklifini kabul ettik ve ertesi gün 09.00'da tura başlamak üzere sözleştik.
Ertesi gün 09-13.00 arası gezdiğimiz yerler;
Medjugorje
Mostar'a yarım saatlik uzaklıkta, Hırvatistan sınırı yakınlarda Katolikler için çok önemli bir kilise. Hikayesi ise 1981 yılında 6 genç Medjugorje köylerinin tepelerinde oynuyorken Meryem Ana tepede beliriveriyor ve çocuklarla konuşuyor. Çocuklar bu yaşadıkları olayı ailelerine anlatıyor, aileleri ise inanmıyor. Daha sonra Meryem Ana daha çok belirmeye ve İnsanlarla konuşmaya başlıyor. İnananlar ise bu durumu etrafa yaydığı için zamanla burası önemli ve Dünya'nın dört bir yanından ziyaretçileri olan bir yer haline gelmiş.
Medjugorje kasabası ufak bir yer fakat kilise nedeni ile ziyaretçi sayısı oldukça fazla. Her ne kadar Vatikan tarafından kabul görmese de Katolikler hacı olmak için buraya geliyorlar. Meryem Ana'nın tepede görülmesi nedeni ile tepeye koskocaman bir hac işareti konulmuş ve hacı olmak isteyen insanlar yaklaşık 3 saatlik bir yürüyüş-tırmanma ile bu tepeye çıkıp dua ediyorlar. Biz tam ayin saatine denk geldik. Dualar, vaazlar, ilahiler Almanca idi. Bunu anlayamadım açıkçası. Kilise etrafında güzel yürüyüş yolları, dinlenmek için bahçesi var. Kilisenin karşısında da hediyelik eşya satan yerler var. Kiliseye giriş ücretsiz.
Kraviçe Şelaleleri
Sonraki durak Kraviçe Şelaleleri idi. Doğa'ya aşık bir İnsan olarak burayı görmeden yapamazdım. Medjugorje'den sonra yanılmıyorsam 15 dk kadar bir yolculukla buraya geldik. Tabelaları takip etmenizi öneririm. Mevsim itibari ile tek tük turist ziyaretçiler vardı biz gittiğimizde. Yaz mevsiminde ise civardaki yaşayanların, gelen turistlerin bir nevi su tatilini karşılıyormuş Kraviçe. Çoluk, çocuk piknik vari tüm yiyecek, içeceği ile gelir, burada suya girer, dinlenir, hafta sonlarını burada geçirirlermiş. Deny ''Yaz aylarında burada havlu atacak yer bulamazsınız.'' dedi. Doğa harikası bu şelalaleri görmenizi tavsiye ederim. Şelalalere doğru yaklaşıktıkça üstünüze gelen su tanecikleri ise serinlemenize vesile olacak. Muhteşem bir duygu :)
Poçitel
Kraviçe'den sonra yanılmıyorsam 1 saat kadar bir yolculuk sonrası Poçitel'e vardık. Mostar'dan ise 20 km uzaklıkta. Deny bizi yukarıda arabadan indirdi. Gezerek aşağıya kadar inmemizi, kendisinin aşağıda bekleyeceğini söyledi. Zeki eleman bizi bir daha yukarıya çıkarıp, tekrar aşağıya indirmedi. Çünkü fotoğraflardan da göreceğiniz üzere Poçitel dik yamaçta kurulmuş bir köy. Çıkmak yorucu olacaktı. İnerek gezmek çok zevkli oldu bu yüzden.
Poçitel her ne kadar 1383 yılında Bosna Kralı 1. Stjepan tarafından kurulsa da, Osmanlı tarafından kuşatılınca, stratejik bir askeri konuma dönüşmüş. Ticaretler bu sınır şehrinde yapılmaya başlanmış. Nehir kenarından başlayan ve dik yamaçta kurulan, tepesinde de büyük kalesi ile gerçekten geçit vermeyen bir yer gibi duruyor. Poçitel'in türkçe anlamı ise ''Başlangıç Noktası''. Savaş döneminde Hırvatların yoğun bombardımanında kaldığı için bir çok Osmanlı eseri ve taş evler zarar görmüş, köyde yaşayan halk evlerinden edilmiş. 2000 yılına gelindiğinde Bosna Hersek Devleti Poçitel'i koruma ve canlandırma isteği ile Dünya Bankası ve de Türkiye'den destek alarak bölgeyi koruma altına almış, göç eden halka geri çağrıda bulunmuş. Şu an UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Poçitel, tipik Osmanlı kasabası olarak hala ayakta. Köyde ise şu an 3-5 hane yaşıyor. Onlar da bahçelerinde yetiştirdikleri meyveleri gelen turistlere satarak ekmek parası kazanma derdindeler. Muhteşem Neretva Nehri manzarası eşliğinde bölgeyi ziyaret etmeden Mostar'dan ayrılmayın derim.
Blagay (Blagaj)
Blagay, Mostar'a 6 km'lik uzaklıkta olan Neretva Nehrinin kollarından biri olan Buna Nehrinin doğduğu yer olarak biliniyor. Mostar'dan buraya minibüsler varmış, o yüzden kolayca ile Mostar'dan ulaşabilirsiniz.
Bölge, Osmanlı Döneminden kalan bir bektaşi tekkesi olan Blagay tekkesi ile meşhur. Mükemmel bir doğa içerisinde, su kaynağının hemen yanında bulunan mağara yanına inşa edilmiş bir tekke.Osmanlı döneminde özellikle bölgedeki Boşnakların Müslümanlığı seçmesinde çok önemli bir etkiye sahip. Sarı Saltuk ise bilinen efsaneleşitirilmiş Bektaşi Babası. Mayıs ayında burada anma törenleri olduğu için Dünya'nın bir çok yerinden İnsanlar bu türbeyi ziyaret etmeye geliyorlarmış. Tekke 2 katlı ve gerçekten çok güzel korunmuş. İçeriye açık elbiselerle ve açık saç ile girmek yasak. Erkekler de şort ile giremiyor. Kapıda etek ve eşarplar mevcut.
Şu an etrafında restaurantlar, kafeler bulunmakta. Bu nehirde yaşayan balıkları servis ediyorlar size restaurantlarda. Biz yemek yemedik çünkü aç değildik. Ayrıca yaz aylarında giderseniz, etrafta kano ile de gezinti yapabilirsiniz. Ayrıca nehrin suyundan içebilirsiniz. Hem buz gibi hem de inanılmaz güzel bir tadı var.
Ve Mostar...
Yıllardır fotoğraflarını görürüm. Gerçeğini görmek bu seneye nasipmiş. Mostar'da geçirdiğimiz anlar mükemmeldi. Çevreyi 1 saat kadar gezdikten sonra köprüye gelmeden güzel bir restaurantta yemek yedik. Şöyle karışık bir tabak alalım da tüm özel yemekleri tadalım dedik. İki kişi karışık tabağa ve 2 içeceğe toplam 18 Euro verdik.
Mostar çevresini hakkı ile 2 saatte gezmeniz mümkün. Sonrasında sizleri ara sokaklar, turistik kafeler, restaurantlar vs. bekliyor. Mostar'ın yaşadığı acıları sadece binalara bakarak bile hissetmeniz mümkün.
Mostar çevresinde ne var derseniz kısaca köprü yoluna doğru restaurantlar, kafeler, turistik eşya satan dükkanlar, yazın kalabalık olacağını düşündüğüm barlar, sonrasında Mostar Köprüsü, Mostar köprüsünün hemen başlangıcında bulunan War Exhibition ( Savaş sırasında ve sonrasında Mostar'da çekilen ve Mostar'ı anlatan sadece siyah-beyaz fotoğraflardan oluşan 2 katlı minik bir sergi, giriş 3 KM), hemen köprü bitiminde Eski Köprü Müzesi var. Biz gezerken müze ziyaret saatleri nedeni ile kapanmıştı. Köprüden sonra devam ettiğinizde Mostar merkeze doğru ilerliyorsunuz. Yine köprüden sonra sağlı sollu kafeler, restaurantlar, turistik eşya satan dükkanlar, exchange ofisler, Savaştan sonra özellikle son yıllarda geçim kaynağının turizme bağlandığını gezerken hissediyorsunuz. Merkeze doğru ilerlerken sol tarafta göreceğiniz Han ve Koski Mehmet Paşa Camisi. Bu Camiyi gezmek ve minaresine çıkmak para ile. İbadethanelerin para ile gezilmesini çok saçma bulduğum için içine girmedim. Camları açıktı zaten, camlardan camiyi inceleyebildim. Gerçekten dönemini yansıtan, buram buram Osmanlı kokan bir cami. Hemen cami arkasından muhteşem Mostar manzarasını görmeniz ve fotoğraflamanız mümkün. Ayrıca Cami minaresinden de manzaranın muhteşem göründüğünü söylemişlerdi. Girmek isterseniz, minareden de fotoğraf çekmeniz mümkün.
Bunlar dışında Türk Evi, Saat Kulesi, Katedral, Karagöz Bey Cami gibi eserleri de görmeniz mümkün. Karagöz Bey Cami savaş nedeni ile tamamı yıkılmış fakat daha sonra orjinaline yakın olarak tekrar inşa edilmiş. Elinizde bir harita olursa kolaylıkla şehri gezmeniz mümkün.
Cami'den çıkıp ilerlediğinizde merkeze ulaşacaksınız. Merkez gayet ufak. Bir kaç tane yenilenen bina dışında oldukça yıkık dökük binaları terkedilmiş izlenimi uyandıran sokakları göreceksiniz. Burada kafeler, barlar mevcut. Biz akşam saatlerinde bu bölgeden tekrar geçtik. Gündüze göre oldukça kalabalıktı fakat yazın söylediklerine göre daha kalabalık oluyormuş.
Mostar'a gittiğinizde aşık olmamanız mümkün değil. Beni inanılmaz etkiledi. Bu coğrafyada tekrar gitmek istediğim yer listesinde yerini aldı ki normalde gittiğim, gezdiğim yerlere tekrar gitme gibi bir alışkanlığım da yok.
Kısaca maliyet tablomuz;
2 gece konaklama kişi başı toplam: 15 Euro
Güzel bir yemek: 10 euro
Mostar ulaşım: Tren 11 KM (5 Euro) Otobüs 9 Euro
Müze girişi: 1,5 Euro
Kahve: 2 Euro
Çevre Turu: 25 Euro
Biz Mostar'a Saraybosna'dan geçtik. Ulaşım konusunda iki alternatif var. Biri tren diğeri ise otobüs. Otobüs ve tren garı yan yana zaten. İki gara da Saraybosna merkezden taksi ile ulaşabileceğiniz gibi (8-9 km arası tutuyor) 3 nolu tramvaya bindiğinizde Amerikan konsolosluğu önünde (Hatta karşısında koskocaman şu an kapalı olan bir müze ve savaş temalı bir sergi binası var) inip hemen konsolosluk yanından yukarı doğru yürüyeceksiniz. Sağda garları göreceksiniz. (1,6 KM tramvay) Taksi ile 5 dk. tramvay ile giderseniz 15-20 dk arası bir sürede ulaşabilirsiniz. Çünkü tramvay epey yavaş gidiyor ve bir 5 dk da yürüme mesafeniz olacak.
Saraybosna Tren Garı
Tren bir sabah ve bir akşam olmak üzere günde iki sefer olarak var. Otobüs ise sanırım her saat başı var. Mostar'a giderken tren ile gittim, Saraybosna'ya dönerken ise otobüs tercih ettik. Tren bileti 11 KM, Otobüs ise 18 KM. Tabi tren otobüse göre biraz daha yavaş. Ortalama ulaşım süresi 2-2,5 saat sürüyor Saraybosna'dan Mostar'a.
Akşamki tren seferi ile gittiğimiz için sadece yatıya gittik gibi bir şey oldu ilk gün. Yine Hostel World'den ayarladığım süper aile pansiyonunda 2 gece geçirdik. Sahibi Deny sağolsun 2 kere mailleşmemizde bana ''ne zaman geleceksiniz, sizi alayım.'' demişti. Ben de son gün program belli olduğu için ''akşamki tren seferi ile geleceğiz. Sanırım 22.00'a doğru oluruz.'' dedim. Tren yolculuğu keyifli geçti. 3 kompartımanlı 80'lerden kalma çok eski bir trenle yolculuğumuzu güzel dağlar, ovalar eşliğinde gerçekleştirdik. Tren istasyonuna geldiğimizde bir çocuğun elinde adımın yazılı olduğu kağıdı görünce ''İnanmıyorum'' dedim:) Deny bizi ve komşu hostelde kalacak 2 çocuğu almaya gelmişti. Kaldığımız hostel; Denys Room. Geceliği 7,5 euro'ya süper temiz, güvenli, merkezde olan bir hostelde kaldık daha ne olsun:)
Deny ile hostele geçip, sohbet etmeye başladık. Mostar'dan, gezilecek yerlerden, neyin nasıl olması gerektiğinden, bizim seyahatten, Türkiye'den, İstanbul'dan bahsetmeye başladık. Konu gezmek istediğimiz yerlere geldi. Deny de gitmek istediğimiz yerlere kendi imkanlarımızla çok zor gideceğimizi sadece Blagaj'a minibüsle gidebileceğimizi, diğer yerler için en iyi çözümün tur olacağından bahsetti. Yaz mevsiminde günübirlik çok tur yapan firma varmış. Ama şu an mevsimi olmadığı için kendisinin 25 EURO'ya götürebileceğini söyledi. Gezeceğimiz 4 yer vardı ve en uzak mesafe Mostar'dan 1,5 saatlik uzaklıktaki Poçitel idi. Düşününce hem zaman kaybı, hem de boşuna çile çekmek olacaktı kendimiz yapıyor olsaydık. Tur teklifini kabul ettik ve ertesi gün 09.00'da tura başlamak üzere sözleştik.
Ertesi gün 09-13.00 arası gezdiğimiz yerler;
Medjugorje
Mostar'a yarım saatlik uzaklıkta, Hırvatistan sınırı yakınlarda Katolikler için çok önemli bir kilise. Hikayesi ise 1981 yılında 6 genç Medjugorje köylerinin tepelerinde oynuyorken Meryem Ana tepede beliriveriyor ve çocuklarla konuşuyor. Çocuklar bu yaşadıkları olayı ailelerine anlatıyor, aileleri ise inanmıyor. Daha sonra Meryem Ana daha çok belirmeye ve İnsanlarla konuşmaya başlıyor. İnananlar ise bu durumu etrafa yaydığı için zamanla burası önemli ve Dünya'nın dört bir yanından ziyaretçileri olan bir yer haline gelmiş.
Medjugorje kasabası ufak bir yer fakat kilise nedeni ile ziyaretçi sayısı oldukça fazla. Her ne kadar Vatikan tarafından kabul görmese de Katolikler hacı olmak için buraya geliyorlar. Meryem Ana'nın tepede görülmesi nedeni ile tepeye koskocaman bir hac işareti konulmuş ve hacı olmak isteyen insanlar yaklaşık 3 saatlik bir yürüyüş-tırmanma ile bu tepeye çıkıp dua ediyorlar. Biz tam ayin saatine denk geldik. Dualar, vaazlar, ilahiler Almanca idi. Bunu anlayamadım açıkçası. Kilise etrafında güzel yürüyüş yolları, dinlenmek için bahçesi var. Kilisenin karşısında da hediyelik eşya satan yerler var. Kiliseye giriş ücretsiz.
Kraviçe Şelaleleri
Sonraki durak Kraviçe Şelaleleri idi. Doğa'ya aşık bir İnsan olarak burayı görmeden yapamazdım. Medjugorje'den sonra yanılmıyorsam 15 dk kadar bir yolculukla buraya geldik. Tabelaları takip etmenizi öneririm. Mevsim itibari ile tek tük turist ziyaretçiler vardı biz gittiğimizde. Yaz mevsiminde ise civardaki yaşayanların, gelen turistlerin bir nevi su tatilini karşılıyormuş Kraviçe. Çoluk, çocuk piknik vari tüm yiyecek, içeceği ile gelir, burada suya girer, dinlenir, hafta sonlarını burada geçirirlermiş. Deny ''Yaz aylarında burada havlu atacak yer bulamazsınız.'' dedi. Doğa harikası bu şelalaleri görmenizi tavsiye ederim. Şelalalere doğru yaklaşıktıkça üstünüze gelen su tanecikleri ise serinlemenize vesile olacak. Muhteşem bir duygu :)
Poçitel
Blagay (Blagaj)
Ve Mostar...
Mostar çevresini hakkı ile 2 saatte gezmeniz mümkün. Sonrasında sizleri ara sokaklar, turistik kafeler, restaurantlar vs. bekliyor. Mostar'ın yaşadığı acıları sadece binalara bakarak bile hissetmeniz mümkün.
Mostar çevresinde ne var derseniz kısaca köprü yoluna doğru restaurantlar, kafeler, turistik eşya satan dükkanlar, yazın kalabalık olacağını düşündüğüm barlar, sonrasında Mostar Köprüsü, Mostar köprüsünün hemen başlangıcında bulunan War Exhibition ( Savaş sırasında ve sonrasında Mostar'da çekilen ve Mostar'ı anlatan sadece siyah-beyaz fotoğraflardan oluşan 2 katlı minik bir sergi, giriş 3 KM), hemen köprü bitiminde Eski Köprü Müzesi var. Biz gezerken müze ziyaret saatleri nedeni ile kapanmıştı. Köprüden sonra devam ettiğinizde Mostar merkeze doğru ilerliyorsunuz. Yine köprüden sonra sağlı sollu kafeler, restaurantlar, turistik eşya satan dükkanlar, exchange ofisler, Savaştan sonra özellikle son yıllarda geçim kaynağının turizme bağlandığını gezerken hissediyorsunuz. Merkeze doğru ilerlerken sol tarafta göreceğiniz Han ve Koski Mehmet Paşa Camisi. Bu Camiyi gezmek ve minaresine çıkmak para ile. İbadethanelerin para ile gezilmesini çok saçma bulduğum için içine girmedim. Camları açıktı zaten, camlardan camiyi inceleyebildim. Gerçekten dönemini yansıtan, buram buram Osmanlı kokan bir cami. Hemen cami arkasından muhteşem Mostar manzarasını görmeniz ve fotoğraflamanız mümkün. Ayrıca Cami minaresinden de manzaranın muhteşem göründüğünü söylemişlerdi. Girmek isterseniz, minareden de fotoğraf çekmeniz mümkün.
Bunlar dışında Türk Evi, Saat Kulesi, Katedral, Karagöz Bey Cami gibi eserleri de görmeniz mümkün. Karagöz Bey Cami savaş nedeni ile tamamı yıkılmış fakat daha sonra orjinaline yakın olarak tekrar inşa edilmiş. Elinizde bir harita olursa kolaylıkla şehri gezmeniz mümkün.
Muhtemelen savaşta ölen birisinin anısına yapılmış bir sokak sanatı eseri
Mostar'a gittiğinizde aşık olmamanız mümkün değil. Beni inanılmaz etkiledi. Bu coğrafyada tekrar gitmek istediğim yer listesinde yerini aldı ki normalde gittiğim, gezdiğim yerlere tekrar gitme gibi bir alışkanlığım da yok.
Kısaca maliyet tablomuz;
2 gece konaklama kişi başı toplam: 15 Euro
Güzel bir yemek: 10 euro
Mostar ulaşım: Tren 11 KM (5 Euro) Otobüs 9 Euro
Müze girişi: 1,5 Euro
Kahve: 2 Euro
Çevre Turu: 25 Euro
10 ay kadar olmuş ben gideli, sayende hafızamı tazelemiş oldum :) Mostar çok özel bir yer. Ben gittiğimde Sarajevo'da 1 gece, Mostar'da 3 gece kalmıştım. İyi seyahatler olsun :)
YanıtlaSilBu arada gitmeyi düşünenlere şöyle bir tavsiye vereyim Medjugorje ile ilgili. Yukarıda sen de yazmışsın nasıl bir yer olduğunu lakin kendi adıma, dindar bir katolik değilseniz gerçekten lüzumsuz bir yer olduğunu söyleyebilirim. Gitmeyin, vakit kaybetmeyin burada. Mostar çevresindeki özel turlarda burası ille de güzergahta yer alıyor. Ama grupta başka kimse istemiyorsa, rehberinize bunu söyleyip güzergahtan çıkartma şansınız olabilir. Burada harcayacağınız zamanı gidip Kravice'de fazladan bir saat yüzerek ya da Pocitelj'den manzaraya fazladan bir saat bakarak değerlendirebilirsiniz.
YanıtlaSil